Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/10685 E. 2010/11282 K. 20.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10685
KARAR NO : 2010/11282
KARAR TARİHİ : 20.12.2010

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın, davalı tarafından kiralandıktan sonra sahibine teslim edilmeyerek hasara uğratıldığını belirterek, sigortalıya ödenen 5.787.00 TL’nın, ödeme gününden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, duruşmaya gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur durumuna göre, davacıya kasko sigortalı aracın davalı tarafından kiralandığı, sahibine teslim edilmeyerek hasara uğratıldığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile, 5.787.00 TL’nın, 21.05.2007 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklana rücuan tazminat istemine ilişkindir.
BK.’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ve delil yetersizliğine davalı beraat kararı ile bağlı değil ise de; sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.
Somut olayda, mahkemece, kusur oranının ve tazminat miktarının belirlenmesi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davalının hasardan sorumluluğuna karar verilmiş-
2010/10685
2010/11282
tir. Sigortalı Fehmi Mutluer’in şikayeti üzerine, güveni kötüye kullanma suçundan davalının sanık olarak yargılandığı Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/533 Esas sayılı dava dosyasında, aracı teslim ettiğini savunmuş, davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, B.K.’nun 53. maddesi uyarınca, ceza mahkemesi kararı, hukuk hâkimini bağlayacağından, ceza davasının sonucu beklenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.