Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2010/10432 E. 2011/4292 K. 03.05.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10432
KARAR NO : 2011/4292
KARAR TARİHİ : 03.05.2011

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca davalının işleteni olduğu aracın çarparak hasarladığını belirterek, davacının sigortalı araç hasarı için ödemek zorunda kaldığı 9662 TL nin rücuan tahsili için başlatılan icra takibine davalı itiraz ettiğinden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile, 7247 TL asıl ve 1788,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.035,59 TL yönünden itirazın iptali ile Ankara 12 İcra Müdürlüğünün 2008/911 takip sayılı dosyasında takibin devamına, asıl alacağa dava tarihi olan 20.2.2009’dan itibaren avans faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Asıl alacak yönünden itiraz haksız bulunarak iptal edilmiş olmasına rağmen asıl alacak için faizin icra takip ta-
rihi yerine dava tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmesi isabetli değildir.
3-Dosyadaki vekaletname dava dışı …’a ait olup davalı tarafından ibraz edilen vekalet bulunmamasına göre davalı vekil marifeti ile temsil edilmemiştir. Bu durumda yasal olanak bulunmamasına rağmen davalı yararına vekalet ücreti tayini doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendindeki “dava tarihinden (20.02.2009)”tümcesinin çıkarılmasına ve yerine “icra takip tarihi olan 06.02.2008 tarihinden” tümcesinin yazılmasına, 3 numaralı bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 9 nolu bendinde yer alan “red edilen miktar üzerinden 575,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” dair tümcenin çıkarılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,25 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına 3.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.