YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10367
KARAR NO : 2011/5181
KARAR TARİHİ : 24.05.2011
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı … idaresi vekili, borçluların kamu alacağının tahsiline imkan bırakmamak için 24 parça taşınmazın davalı … ve …‘e satıldığını, borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iptal davası için kamu kurumu alacağına ilişkin takibin kesinleşmesi gerektiği, davada takip olmadığı ve ödeme emrinin gönderilmediğinden dava şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1.Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, kesinleşmiş bir icra takibine konu alacağın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, dosya içerisinde mevcut vergi alacağı ile ilgili belgeler arasında takip talebi ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin belge bulunmamakla birlikte,davalı idarenin mahkemeye verdiği 16.04,2008 tarihli müzekkere cevabında ortaklar hakkında ödeme emri tanzim edildikten sonra haciz çıkarıldığı belirtilmiştir
Yapılacak iş, anılan müzekkere cevabında belirtilen ödeme emrinin var olup olmadığı dolayısı ile takibin ve kesinleşmenin varlığı araştırılarak, kesinleşmiş bir takip alacağının bulunmaması halinde şimdiki gibi davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Kesinleşmiş bir takibin varlığının saptanması halinde ise, davanın esasına girilmelidir.
2.Borçlulardan …’in yargılama sırasında 01.04.2008 tarihinde öldüğü ve mirasçılarının süresinde açtıkları dava sonunda Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.07.2008 tarih ve 2008/381 esas 2008/577 karar sayılı ilam ile mirası reddettikleri hüküm altına alındığı ve kararın kesinleştiği, davacı … İdaresinin bu karar aleyhine açtığı mirasın reddi kararının iptali davası ise mahkemece red edildiği ve anılan bu kararında kesinleştiğinden bu borçlu yönünden taraf teşekkülünün sağlanması gerekmektedir
Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.
Somut olayda murisin mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği açıktır. Mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp, sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi ve buna göre taraf teşekkülü sağlandıktan sonra karar verilmelidir.(HGK. 3.7.2002 T.15-572 K.577)
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü, diğer yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 24.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.