YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9869
KARAR NO : 2010/1761
KARAR TARİHİ : 01.03.2010
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın, meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucu hurdaya ayrıldığını, başvuruya rağmen davalı … şirketince ödeme yapılmadığını belirterek, 8.000.00 TL’nın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, kaza sırasında davacı sürücünün alkollü olduğunu ve bu nedenle hasarın teminat dışında kaldığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Yargıtay 11.H.D.’nin 27.04.2006 tarih, 2005/4690 Esas ve 2006/4752 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, kazanın, münhasıran sürücünün aldığı alkolün etkisi altında meydana gelmediği ve hasarın teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, 8.000.00 TL’nın 20.03.2001 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında; “Aralarında nöroloji uzmanı bir hekim ve trafik konusunda uzman bilirkişilerin de bulunduğu heyet aracılığı ile kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde etkin olup olmadığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
HUMK.nun 275. ve devamı maddeleri gereğince, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir. Somut olayda, uzman olmayan trafik polis memurundan alınan kusur raporuna ve alkolün kazada münhasıran etkili olup olmadığı yönünde kesin kanaat bildirmeyen nörolog bilirkişinin raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece, bozma sonrasında alınan bilirkişi raporları eksik incelemeye dayalı olup, hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, bozma ilamı uyarınca, nöroloji uzmanı bir hekim ve makine mühendisi uzman bilirkişiden oluşturulacak yeni bir heyetten, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği yönünden, gerektiğinde talimat yoluyla ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 1.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.