Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/7568 E. 2010/1145 K. 15.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7568
KARAR NO : 2010/1145
KARAR TARİHİ : 15.02.2010

MAHKEMESİ : … Asliye 2. Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıların sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada müvekkillerinin oğlu ve kardeşi Taylan Tunser’in öldüğünü, bu suretle zarar gördüklerini ileri sürerek, toplam 3.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, zamanaşımı definden bulunmuş, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısı iflas ettiği için davalı sıfatının bulunmadığı, diğer davalı hakkındaki davanın ise zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle, davanın zamanaşımı ve husumet yokluğu nedenleriyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya Içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … bakımından kurulan hükme ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile kararın davalı … bakımından onanması gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin davalı …ne yönelik temyiz istemine gelince, mahkemece davalı sigortanın iflas ettiği gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; davalı şirketin iflas etmesi kendisine açılacak bir davada husumet yöneltilemeyeceği sonucunu doğurmaz. İflas eden bir şirketin hak ve hukuki işlem ehliyeti devam ettiği için, dava ve taraf ehliyeti bulunduğu gibi, davaya konu trafik sigortası davalı şirketçe yapıldığı için, kendisinin bu davada davalı sıfatının bulunduğu, diğer ifadesiyle bu davada kendisine husumet yöneltilebileceği de açıktır.
Ancak, İİK’nun 194. maddesi uyarınca, iflasın açılmasından sonra açılmış ya da açılacak davalarda, iflasın açılması ile müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarında, acele haller ve maddede yazılı olanlar haricinde durma kararı verilmesi gereklidir. Somut olayda, bedensel zarara dayalı tazminat istenildiğinden bu kapsamda durma kararı verilmesine gerek olmadığı gibi, davalı … bakımından ikinci alacaklılar toplantısı da yapılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı …Ş.’ye dava açılmasının mümkün olduğu kabul edilerek, dava konusu alacağın, davalı … sigortanın iflas idaresince, iflas masasına kaydedilip alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması, eğer kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise konusu kalmayan davanın reddine karar verilmesi; masaya kayıt edilmek istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa işbu davaya husumet iflas idaresine yöneltilmek suretiyle alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan davalı bakımından yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davalı …’a yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı hakkındaki hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle,
davalı sigortaya yönelik kararın ise davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.