Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/7508 E. 2010/2038 K. 09.03.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7508
KARAR NO : 2010/2038
KARAR TARİHİ : 09.03.2010

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Bakırköy 3..İcra Müdürlüğünün 2006/7577 Esas sayılı dosyasından, borçlunun borcundan dolayı davacı şirkete ait işyerindeki malların 07.03.2007 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile dava konusu malların davacı şirkete ait olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık üçüncü kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu taşınır mallar, 07.03.2007 tarihinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu huzurunda haczedilmiştir. İİK97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karine aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatı gerekmektedir.
Davacı şirket, borcun doğumundan sonra borçlunun eşi ve oğlu tarafından kurulmuş ve haciz adresinde yine borcun doğumundan sonra şube açılışı yapılmıştır.İşyerinin fiilen borçlu tarafından işletildiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Yapılan bu işler, borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işlem niteliğinde bulunduğundan davalı alacaklının haklarını etkilemeyeceği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davacı 3.kişinin davasının reddi gerekirken, kendi uzmanlık alanı ile ilgili olmayan ve HUMK’nun 275.maddesinde belirtilen ilkelere aykırı olarak hakimce yapılacak delillerin değerlendirilmesi yapılan, hatalı bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.