Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/7046 E. 2010/311 K. 25.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7046
KARAR NO : 2010/311
KARAR TARİHİ : 25.01.2010

MAHKEMESİ : … Asliye 1.Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu müvekkillerinin desteğinin öldüğünü ve bu nedenle zarar gördüklerini ileri sürerek, ıslahla birlikte toplam 15.894,47 TL maddi ve 10.000’er TL manevi tazminatın temerrüt faizleriyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde, maddi tazminattan limitle sınırlı sorumlu olduklarını, yaptıkları hesaplamaya göre davacılara 7.9.2006 tarihinde 1.718,92 TL ödeme yaptıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer iki davalı vekilleri cevap dilekçelerinde, istemin fahiş olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle, davacı … için 7.655,58 TL maddi ve 750 TL manevi, … için ise 5.588,56 TL maddi ve 750 TL manevi tazminatın temerrüt faiziyle davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin ve davalı sigorta bakımından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın çok düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25.1.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.