YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6798
KARAR NO : 2010/1322
KARAR TARİHİ : 18.02.2010
Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, … İcra Müdürlüğü’nün 2006/8188 Esas sayılı dosyasında 29.06.2006 günü haczedilip 24.07.2006 günü fiilen muhafaza altına alınan ev eşyalarının, davacıya ait olduğunu,borçlu …’ın üçüncü kişinin bekar oğlu olması ve diğer borçlu …’in de boşanma ilamı uyarınca ayrıldığı eşi olması nedeni ile mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığını, bir şirketin ortağı olan davacının eşyaları alım gücünün bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, davacının icra kefili olması nedeni ile üçüncü kişi sıfatını taşımadığını, istihkak iddiasının gerçek dışı olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu,boşanmanın takibe dayanak çek tarihinden sonra gerçekleştiğini, haczin de gidilen adreste yöneticinin kızı tarafından borçlulara ait olduğu gösterilen yerde yapıldığını,haciz tutanağının, boşanma tarihinin ve davacının ortağı olduğu şirketin kuruluş tarihinin, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı yapıldığını gösterdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; “hacizden aynı gün haberdar olan üçüncü kişinin istihkak davasını 7 günlük yasal hak düşürücü sürede açmadığı,davacı vekilinin son oturumda delillerin toplandığını söylemesi nedeni ile başkaca delil araştırmasına gidilmediği, kefaletin geçersiz olması nedeni ile genel mahkemede açılan davanın sonucu süreyi uzatmayacağından beklenmesinin gerekli olmadığı,süresinde açılmayan davanın reddi gerektiği ”gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı (üçüncü kişi) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dava,üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu 29.06.2006 günlü haciz, ihtiyati haciz kararı uyarınca yapılmış,bu sırada hazır bulunan üçüncü kişi, borçlu eşi (…) ile boşandığını, diğer borçlu oğlunun (…) askerde olduğunu belirtmiş, aynı haciz tutanağında icra kefili olmayı da kabul etmiştir.
Hacizden sonraki 7 günlük yasal hak düşürücü süre içerisinde davacı, vekili aracılığı ile istihkak iddiasında bulunmuştur. Bundan sonraki süreçte İİK’nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmediği icra dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda 06.07.2006 günlü istihkak iddiası ile hak düşürücü süre kesilmiş olduğundan 04.08.2006 günlü davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan davacının (icra kefili olmayı kabul ettiği tarihte diğer borçlular hakkındaki takip kesinleşmediğinden) dava konusu haciz tarihi ve istihkak iddiasının yapıldığı 06.07.2006 itibarı ile de üçüncü kişi sıfatı bulunmaktadır.
Bu durumda işin esasına girilerek, tüm delilerin toplanması, alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde bildirdiği bağlantılı dava dosyasının da araştırılıp,getirtilerek incelenmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması bozma nedenidir.
2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı (üçüncü kişi) … vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.