Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/6230 E. 2010/1172 K. 16.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6230
KARAR NO : 2010/1172
KARAR TARİHİ : 16.02.2010

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı K. Davacı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı 3.kişi vekili, Antalya 2.İcra Müdürlüğünün 2006/2713 Esas sayılı dosyasından, davacı bankanın ipotek tesis ettiği borçluya ait mevduat hesabı üzerine haciz konulduğunu belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili ise, aynı takip dosyası ve aynı hacizle ilgili olarak İİK’nun 99.maddesi gereğince, 3.kişinin istihkak iddiasının reddi istemi ile ayrı bir dava açmış, davalar arasında irtibat bulunduğundan birleştirilmiştir.
Mahkemece, toplanan delil durumu ve tüm dosya kapsamına göre davacı 3.kişinin davasının kabulüne, alacaklının davasının reddine ve davacı yararına tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı k.davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3.kişinin İİK”nun 96 ve devamı maddelerine, alacaklının ise İİK’nun 99. Maddesine dayalı olarak açtığı istihkak davalarına ilişkindir.
1. Alacaklı … takip konusu alacağın bir kısmını yargılama devam ederken 06.11.2006 tarihinde …’a temlik ettiği icra dosyası içinde bulunan temliknameden anlaşılmıştır. Alacağın bir kısmını temlik alana yöntemine uygun şekilde dava dilekçesi ve davetiye tebliğ edilmek suretiyle yargılama yapılması gerekirken, taraf teşekkülü yapılmadan, yargılamaya devam olunarak hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
2. Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa zaptın 03.03.2008 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar da davacı 3.kişi yararına %40 oranında tazminata hükmedilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda %50 oranında tazminata hükmedilerek kısa karara aykırı olduğu zaptın ve Kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı K.davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı K.davacı alacaklıya geri verilmesine 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.