Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/4551 E. 2010/1057 K. 11.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4551
KARAR NO : 2010/1057
KARAR TARİHİ : 11.02.2010

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı (üçüncü kişi) vekili, … İcra Müdürlüğü’nün 2008/10463 Esas sayılı dosyasında trafik kaydına haciz konulan … plaka sayılı aracın,hacizden önce noterde yapılan satış sözleşmesi ile 16.04.2008’de davacı tarafından satın alındığını,mülkiyetin de bu tarihte üçüncü kişiye geçtiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, yerine aynı isimde bir başka avukata tebligat yapılmış,uyarılı çağrı kağıdına rağmen alacaklı taraf duruşmalara katılmadığı gerekçesi ile yokluğunda yargılama yapılmıştır.
Mahkemece toplanan delillere göre; “dava konusu … plaka sayılı aracın noterde yapılan sözleşme ile satışının yapıldığı,mülkiyetin hacizden önce üçüncü kişiye geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından, duruşma gün ve saati kendilerine bildirilmeden yokluklarında yapılan yargılama ile savunma ve kanıt ileri sürme haklarının kısıtlandığı, esasa ilişkin de verilen kararın hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Somut olayda duruşma gün ve saatini gösterir davetiye, davalı (alacaklı) vekilinin dosya içerisinde bilinen, siciline göre de Baroda kayıtlı adresine gönderilmemiştir. Böylece oturumları takip ederek savunmasını yapma ve kanıtlarını ileri sürme olanağı kendisine tanınmadan gıyabında yapılan yargılama ile hüküm kurulmuştur.Bu durum Anayasa’nın 36/1. maddesinde teminat altına alınan savunma hakkı ile (18.05.1954 tarihinde ana metnini imzalayıp, 25.09.1989 tarih,89/14563 sayılı kararnameyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı yetkisini tanıyan Ülkemizde de geçerlilik kazanmış bulunan AİHS’nin 6. maddesinde de düzenlenen) adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil etmektedir diğer yandan HUMK.nun 73. madde hükmüne göre, kanunun gösterdiği istisnalar haricinden hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere göre davet etmedikçe hükmünü veremez.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü davalı (alacaklı) … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 11.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.