Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/4312 E. 2009/4626 K. 25.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4312
KARAR NO : 2009/4626
KARAR TARİHİ : 25.06.2009

Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesi ile, Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2008/11146 Esas sayılı dosyasından borçlu eşinin borcundan dolayı davacı 3.kişi ait ev eşyalarının 19.09.2008 tarihinde haczedildiğini belirterek, İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, Mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı lehine olduğunu, haczedilen ev eşyalarının 20 yıl önceki faturalarda belirtilen eşyalar olmasının mümkün olmadığı ve tüm eşyaların davacı kadına ait olmasının yaşam deneyimlerine aykırı olduğundan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu duruşmalara gelmemiş ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı ve borçlunun fiilen birlikte yaşamadıkları, dava konusu ev eşyalarının 1987 yılında yapılan tesbit kapsamında olduğu ve davacının bu eşyaları alma gücüne sahip olduğunun ispatlandığından bahisle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu ev eşyalarının 19.09.2009 tarihinde haczi sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi, borçlunun eşi olduğunu ve aynı evde ikamet ettiklerini haciz saatinde şantiyede bulunduğunu beyan etmiştir. İİK’nun 8.maddesi gereğince icra tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğindedir. Davacının yargılama sırasında borçlu ve davacının fiilen ayrı yaşadıkları ve zaman zaman borçlunun eve geldiği yönündeki iddiası ve bu yönde mahkemece yaptırılan zabıta araştırmasına esas alınan kapıcı ifadesi anılan tutanağın aksini ispata elverişli belge niteliğinde değildir.
Bu durumda davacı ve borçlunun birlikte yaşadıklarının kabulü gerekmektedir. İİK’nun 96/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekmektedir.
Dosya içerisindeki belgelerden gelir sahibi olduğu anlaşılan davacı 3.kişi, dava konusu hacizli ev eşyalarına ilişkin olduğu iddiası ile eski tarihli faturalar, 1984 tarihli menkul satış sözleşmesi, 1987/32 esas sayılı, Ankara 3.İcra Mahkemesinin 1988/521 esas ve 1988/665 karar sayılı ilamını ibraz etmiştir.
Yapılacak iş,konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile mahallinde yapılacak keşif ile dava konusu ev eşyalarının model ve kullanım süresi dikkate alınarak yukarıda belirtilen, fatura, tesbit tutanağı, mahkeme kararı ve satış sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığı incelenerek, alınan bilirkişi raporu sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 25.06.2009 günü oybirliğiyle karar verildi.