Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/3186 E. 2010/747 K. 04.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/3186
KARAR NO : 2010/747
KARAR TARİHİ : 04.02.2010

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline ait davalı şirket nezdinde kasko sigortalı olan aracın kaza sonucu pert hale geldiğini, davalı … şirketinin zararı ödemediğini belirterek 7.000 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, olayın alkolün etkisiyle meydana geldiğini, hasarın teminat kapsamında bulunmadığını, hasar miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne dair 21.5.2004 gün 2001/1356-2004/488 sayılı önceki hükmün davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.7.2005 gün 2004/10894-2005/7455 sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra sigortalı aracın davalıya verilmesi koşuluyla davanın kısmen kabulü ile 4.800 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen ilk karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden davalı yararına kazanılmış hak oluşmuştur. Ancak; bozma ilamı sonucu verilen karar, davacı aleyhine yeni bir durum yaratıyorsa bu hükmü temyiz etmekte yararı söz konusudur.
Somut olaya gelince; mahkemece verilen ilk kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde ” davacının davasının kısmen kabulü ile 4.800,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline” denildiği halde, bozmadan sonra verilen kararın hüküm fıkrasının 1.bendinde “dava konusu … plaka sayılı 211521705-8 poliçe ile sigortalı aracın davalıya verilmesi koşulu ile davacının davasının kısmen kabulü ile 4.800,00 TL.nin dava tarihinden itibaren davalıdan tahsiline” denilmek suretiyle davacı aleyhine yeni bir karar oluşturulmuş, bu nedenle davacının söz konusu kararı temyiz etmekte hukuki menfaati vardır.
Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2 maddesi hükmü uyarıca “onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur” hükmü öngörülmüştür.
Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı … şirketi meydana gelen hasar bedelinin tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup sigortalı araç hurdasının kendisine verilmesi istemedikçe, sigortacı tarafından davacı … ettirenin uhdesinde bırakıp hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira kasko sigortasında aslonan amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, kaza tarihi itibariyle ikinci el satış bedelinin 7.000,00 TL, sovtaj değeri ise 2.200,00 TL olduğunu belirtmiş; mahkemece, satış değerinden sovtaj değerini mahsup etmek suretiyle 4.800,00 TL tazminata karar vermiştir.
Yukarıda açıklanan madde uyarınca, davacı seçimlik hakkını kullanarak sovtajı ( hasarlı aracı) kabul etmiş, mahkemece ilk kararında buna göre hüküm kurmuştur. Halbuki, bozma kararından sonra verilen hükümle sovtajın kime ait olacağı kararda tartışılmadan davalıya ait olacağı belirtilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda mahkemece, Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2 maddesi uyarınca, sovtajın kime ait olacağı karar yerinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.