Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/2907 E. 2009/4754 K. 30.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2907
KARAR NO : 2009/4754
KARAR TARİHİ : 30.06.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 30.6.2009 Salı günü davacı … vekili Av….. geldi. Davalılar … ve … tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-
Davacı vekili davalılardan …’ın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında haczi kabil malının bulunmadığını; ancak, alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazı diğer davalı …’a sattığını öne sürerek yapılan satışın iptalini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece geçerli bir icra takibinin bulunmaması ve muvazaanın kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece icra takibine dayanak yapılan mahkeme ilamının bozulması nedeniyle ortada geçerli ve kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmaması ve muvazaanın kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de verilen karar, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Davacının alacağının dayanağını oluşturan Kartal 2. Aile mahkemesinin 09.03.2007 gün ve 2003/297 – 2007/123 sayılı kararının Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararı ile yerel mahkeme tarafından davacı alacaklı lehine hükmedilen nafakanın karardan sonra devam etmesine ilişkin bölümünün bozulmuş olduğu, dolayısı ile alacağın kısmen mevcut olduğu anlaşılmış bulunmaktadır. Ayrıca, davacı tarafından dava dilekçesinde bildirilen tüm deliller de toplanmamıştır. O halde davacının alacağının kısmen de olsa mevcut olduğunun kabulü ile davanın esasına girilmek suretiyle tarafların delillerinin toplanması, davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, komşuluk, iş ortaklığı gibi her hangi bir yakınlığın bulunup bulunmadığının araştırılması, davada İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinin uygulama yerinin olup olmadığının tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılğılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA 625.00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30.6.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.