Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/233 E. 2009/3123 K. 14.05.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/233
KARAR NO : 2009/3123
KARAR TARİHİ : 14.05.2009

MAHKEMESİ :Sakarya Asliye 1.Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirkete kasko sigortalı aracın trafik kazasında hasarlandığını, davalı … şirketine müracaat ettiklerini, ancak sürücünün alkollü olduğu gerekçesiyle sigorta tazminatı ödenmediğini açıklayarak, 22.335,00.TL. sigorta tazminatının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı olarak cevap veren sigorta acentası yetkilisi, kendisinin Finans Sigortanın acentası olduğunu, sigorta şirketi adına poliçe kesip,aracılık ettiğini, taraf sıfatının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının sigorta şirketinin acentası olup, taraf ehliyeti olmadığından davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinin davalı kısmında “Finans Sigorta “ ibaresini yazdıktan sonra ilgili sigorta şirketinin acentası olan … Sigorta Aracılık ve Müşavirlik Hizmetlerini hasım olarak göstererek temsilcide yanılmış ve tazminat davası açmıştır. Dava dilekçesi içeriğinden de Finans Sigorta şirketinin dava edildiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, temsilcide hata halinde dava husumetten hemen reddedilmemek ve doğru hasma yöneltilmek üzere davacı tarafa süre verilmek ve sonucuna göre hareket edilmek gerekir. Somut olayda, mahkemece dava dilekçesinin doğru hasım olan Finans Sigorta A.Ş.ne usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi için davacı vekiline süre verilerek, dava dilekçesi tebliği ve taraf teşkili sağlandığı taktirde yargılamaya devam edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.