YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2144
KARAR NO : 2009/4599
KARAR TARİHİ : 25.06.2009
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirkete kasko sigortalı araçta meydana gelen 1.783,22YTL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının olayda tam kusurlu olduğunu, tazminatın tahsili amacıyla Kadıköy 2.İcra Müdürlüğünün 2006/901 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, alacağın icra takibine konu olabilmesi için belirlenebilir (likit) bir alacak olması gerektiğini, takibe konu alacağın bu nitelikte olmadığını, kusuru, hasarı kabul etmediğini, alacak likit olmadığından inkar tazminatına karar verilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1.783YTL asıl alacak ve 413.96YTL işlemiş faiz yönünden davalının Kadıköy 2. İcra Müdürlüğünün 2006/901 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, TTK’nun 1301. maddesine dayanılarak açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Olayın haksız fiilden kaynaklanmasına, davacı şirkete kaskolu aracın ve davalı aracının özel araçlardan olmasına, ticari dava niteliğinde bulunmamasına, davacının sigortalısının halefi sıfatı ile bu davayı açmış olmasına göre yasal faize karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde avans faizine hükmedilmesine doğru değil bozma sebebi ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. maddesine göre düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda l nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının l. bendinde yazılı “asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek” tümcesinden sonra gelen “avans faizi” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine “yasal faizi” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 118.58 TL onama harcının davalıdan alınmasına 25.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.