Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/1198 E. 2009/4534 K. 22.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1198
KARAR NO : 2009/4534
KARAR TARİHİ : 22.06.2009

MAHKEMESİ : Söke Asliye 2. Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı …’ın vergi borçlarından dolayı aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek, borçlu…..’ın sahibi olduğu taşınmazlarını eski eşi ve onun yeğeni olan diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satışların, borçlunun eski eşi ile onun yeğenine yapıldığı bu nedenle borçlunun mal kaçırma kastını bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle, 3. kişilerin elden çıkardıkları iki parsel için davanın bedele dönüştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyizinin incelenmesinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve temyiz isteminin kabul edilen miktara yönelik olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Mahkemece, davacı …’nin, davalı …’dan, dava tarihindeki kesinleşmiş vergi ve gecikme zammı alacağı olan 770.129,05 YTL için, haciz ve satış yetkisi tanınmasına karar verilmiştir. Ancak, iptale karar verilirken davacı alacağının tasarruf tarihindeki asıl ve ferileri ile birlikte ulaştığı miktar nazara alınmalı ve bu miktar ile sınırlı olarak karar verilmelidir. Anılan hususlar nazara alınmadan dava tarihindeki vergi alacağı ve gecikme zammı için karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
4- İİK’nın 283/II fıkrası gereğince, iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, 3. kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki değerler belirlenerek, bu miktarlar ile sınırlı olarak 3. kişilerin nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmeleri gerekir. Somut olayda 4. kişi konumundaki Alper Aktemur ve Fatma Üstüner’e devredilen taşınmazların, 3. kişi Nermin tarafından elden çıkarıldığı tarihlerdeki gerçek değerleri belirlenerek bu miktar üzerinden (davacının alacağından fazla olmamak üzere) karar vermek gerekirken, borçlu tarafından elden çıkarıldığı tarihlerdeki değerlerine göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Kabule göre de; tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir.
Dava konusu olayda, taşınmazların tasarruf tarihindeki değerleri alacak miktarından daha azdır. Bu durumda harç ve vekalet ücretinin taşınmazların tasarruf tarihindeki değerleri üzerinden hesaplanması gerekirken dava dilekçesinde gösterilen vergi alacağının miktarına göre hesaplama yapılması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (3), (4) ve (5) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 22/06/2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.