YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10751
KARAR NO : 2010/3904
KARAR TARİHİ : 27.04.2010
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın davalı tarafından yol çalışması yapıldığı sırada gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle hasara uğradığını, araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının %20 oranında kusurlu olduğunu 2.000 YTL.tazminatın tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 2918 sayılı karayolları trafik yasasının 109. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, hasar miktarının fahiş olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile …İcra Müd. …Esas Sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin 3.973,65 üzerinden devamına, 2.000 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava TTK. 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HUMK.nun 275. ve devamı maddelerine göre, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, mahkemece uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Trafik kazalarında kusur oranının tespiti ve araçta meydana gelen hasar bedelinin hesaplanması teknik bilgi ve uzmanlığı gerek-
tiren konulardandır.
Bu durumda, mahkemece, davalılar davacı şirketin sigortalısına ödediği tazminattan değil gerçek zarardan sorumlu olduğu da gözetilerek konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden kusur oranı ve araçta meydana gelen hasar bedelinin belirlenmesi hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalının taraf olmadığı dosyada alınan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- Dava, davacı şirkete kasko sigortalı aracın trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle kasko sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın TTK. 1301. maddesine göre açılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra takibine konu alacak, haksız eyleme dayalı olup, likit (muayyen) değildir. Alacağın miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirmektedir.
Bu durumda, alacak likit (muayyen) olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir.
4-Kabul şekline göre; davacı vekili dava dilekçesi ile davalının %20 oranında kusurlu olduğunu belirterek talepte bulunmuş olduğundan bu kusur oranı davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece davalının, belirlenecek hasar bedelinin %20 kusur oranına isabet eden miktardan sorumlu tutulması gerekirken usulü kazanılmış hak gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.