Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2009/10324 E. 2010/752 K. 04.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10324
KARAR NO : 2010/752
KARAR TARİHİ : 04.02.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili davalılardan …’un müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak kendisine, üyesi olduğu kooperatiften kalması gereken daireyi adına tescil ettirmeden muvazalı olarak … adına tescil ettirdiğini, onunda borçlunun akrabası olan davalı …’ya satış gösterdiğini, Öner tarafından da borçlunun bilgisi dahilinde alacaklısı olan davalı …’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalılardan …, …, … ve… davanın reddini istemişler, diğer davalılar cevap vermemiştir.
Mahkemece tapu kayıt malikinin kötü niyetli olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece tapu kayıt malikinin kötü niyetli olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme ile toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. İptal davasından maksat İİK.nun 278, 279ve 280. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Dava ön koşulunun bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi
tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmeli, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalı, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Somut olayda borçlu davalı …’un kooperatif ortaklığından aidatlarını ödeyemediği için ödediği aidatları geri alarak çıktığına ilişkin savunması karşısında borçlu davalı …’un 07.06.2003 tarihli noter huzurunda yapılan kura çekilişi tesbit tutanağına göre kendisine isabet eden 23 nolu daire için S.S. … Konut Yapı Kooperatifi kayıtları incelenerek ne şekilde işlem yapıldığı, 23 nolu bağımsız bölümün …’e devredildiği tarihten önce ortaklıktan ihraç veya istifa nedeni ile çıkma olup olmadığı ve bu konuda genel kurul veya yönetim kurulu kararı tebliğ veya ihtarı ile ihraç kararı bulunup bulunmadığı, ihraç veya çıkma var ise çıkma payının hangi tarihte ve ne miktarda ödendiği hususlarının araştırılması ve gerektiğinde kooperatif kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.