Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2008/5491 E. 2009/1046 K. 03.03.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5491
KARAR NO : 2009/1046
KARAR TARİHİ : 03.03.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
……

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 3.3.2009 Salı günü davacı ………… ve davalı … geldi. Davalı … ve … tarafından gelen olmadı. Temyiz dileklerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı … dinlendikten sonra işlerin yoğunluğu nedeniyle incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup, dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-

Davacı vekili, davalılardan … işleteni, diğer davalıların murisinin sürücüsü olduğu aracın neden olduğu trafik kazasında hayatını kaybeden … … yakınlarına, müvekkili aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatı davası sonucunda 25.09.2006 tarihinde 14.504,82 YTL ödeme yapıldığını, ödenen meblağın zarar sorumlusu olan davalılardan rücuan tahsili istemiyle başlatılan icra takibinin davalıların itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kazada ölenin hatır için taşındığını, davacının ödeme yapmak zorunda kaldığı tazminata konu dosyada kusur yönünden bir inceleme yapılmadan tazminata hükmedildiğini, bu nedenle kusur yönünden inceleme yapılması gerektiğini, davacının yaptığı geç ödeme nedeni ile müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını,ancak mahkemece,

hükmedilen asıl alacaktan sorumlu olabileceklerini ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının trafik sigortası olmayan araçta hayatını kaybeden … … yakınlarına aleyhine hükmedilen tazminatı ödemesi nedeni ile zarar sorumlusu davacılardan rücuan talep edebileceği gerekçesi ile, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kabulüne, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, ödeme tutarı olan 14.504,82 YTL asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, davalı …’nin işleteni ve diğer davalılar … ve …’ın sürücüsü olduğu aracın, karıştığı kaza sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle hak sahiplerine ödenen maddi tazminatın, rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Aracın kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının olmadığı anlaşıldığından davacı tarafından ölenin hak sahipleri için kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olarak ödeme yapılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 108.maddesinde,”Garanti Fonu’nun amacı ve işleyişi genel olarak belirlenmiş, ayrıntılar yönetmelik hükümlerine bırakılmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik’in 8/b maddesinde, Garanti Sigortası Fonu’nun zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaksızın trafiğe çıkarılan motorlu aracın kişilere verdiği zararlar nedeniyle zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında ödenecek tazminat tutarlarından sorumlu olduğu belirtilmiş olup, 17. maddede ise Fon’un yaptığı ödemeler nedeniyle rücu hakkı düzenlenmiştir.
HUMk.nun 275.ve devamı maddesine göre, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşü alınması gerekir. Destek tazminatının tayin ve tesbiti de özel ve teknik bilgiyi gerektiren konulardandır. Hakim, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda bilirkişiden oy ve görüşü almakla görevli ve yükümlü tutulmuştur.

Somut olayda, davalıların hak sahiplerine ödemekle yükümlü oldukları tazminat miktarına ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporu, bu konuda uzmanlığı bulunmayan muhasebeci bilirkişi tarafından düzenlenmiş olup rapor denetime elverişli değildir. Bu nedenle aktüerya alanında uzman bir bilirkişiden kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarına ödenmesi gereken tazminat miktarı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalılar vekili, kazada hayatını kaybedenin araçta hatır için taşındığını savunmuşlardır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda BK.nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide, gerekse Yargıtay kararlarında benimsenmiştir. Bu itibarla, bu savunma üzerinde durularak, mahkemece, taşımanın hatır taşıması olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı, konularında tarafların delilleri sorulmalı sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu husus gözardı edilerek, davalılar vekilinin bu savunması üzerinde durulmadan karar verilmesi isabetli değildir.
4-Mahkemece, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. İcra takibine konu alacağın kaynağı haksız eylem olduğundan, likit bir alacaktan bahsetmek mümkün değildir. Bu itibarla, alacağın miktarının tayini yargılamayı gerektiğinden, icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA duruşmada vekille temsil olunmaya davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 10.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.