YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4102
KARAR NO : 2009/26
KARAR TARİHİ : 19.01.2009
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesiyle, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın yol bakım ve onarımını üstlenen davalı şirket tarafından yapılmakta olan köprü menfez inşaatına düşmesi sonucu hasarlandığını, gerekli önlemleri almayan davalının olayda %70 kusurlu olduğunu ileri sürerek, sigortalısına ödenen miktardan 11.200.YTL’nin, 12.12.2005 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Daha sonra davasını ıslah ederek 16.000.YTL’nin, 12.12.2005 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, olayın davacı sigortalısının kusurundan kaynaklandığını yol yapımı çalışmaları nedeniyle uyarıcı levha ve benzeri önlemlerin alındığını, kendi üzerlerine düşen bütün sorumluluklarının yerine getirildiğini, hasar miktarının da fahiş olduğunu savunmuş, olayla ilgili olarak devam eden ceza davasının beklenilmesi gerektiğini, yapılan işle ilgili sigortaları bulunduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 16.000.YTL tazminatın, 12.12.2005 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir
usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava kasko sigortasından … rücen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, dava dilekçesinde, fazla ilişkin haklarını saklı tutarak davalının %70 kusurlu olduğunu ileri sürerek, sigortalısına ödediği 16.000.YTL’den miktardan davalının kusuruna isabet eden 11.200.YTL tazminat talep etmiş, 26.3.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat miktarını 16.000.YTL’ya çıkarmıştır.
HUMK.nun 83. maddesine göre, ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesidir.Alacaklı, alacağının tümü hakkında dava açmak zorunda olmayıp fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak kayıt ve şartıyla, alacağın önce bir bölümünü, sonra kalan bölümünü talep edebilir. Öğretide ve Yargıtay kararlarında da bu şekilde kabul edilmektedir. Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, davalı taraf %100 kusurlu ise de, davacı dava dilekçesinde davalının %70 kusurlu olduğunu kabul etmek suretiyle kendini bu kusur oranı ile bağlamış olup, kusura ilişkin haklarını saklı tutmamıştır. Bu durumda mahkemece, %70 kusur oranına göre tazminata karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle tam kusura göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA ve 60.00.TL temyiz başvuru harcının davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.