YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/4189
KARAR NO : 2007/3028
KARAR TARİHİ : 09.10.2007
MAHKEMESİ : İstanbul Asliye 4. Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalı …’in aleyhine, dava dışı … Pazarlama A.Ş’ye kefaletinden dolayı takip yapıldığını, borcu karşılayacak mal bulunamadığını bu nedenle İstanbul, Büyükçekmece 2 pafta 768 parselde kain taşınmazın borçlu … tarafından diğer davalı …’ye satışına ilişkin tasarrufların iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili aciz belgesi alınmadan dava açılamayacağını, haciz tutanaklarında ise haczi kabil başkaca mal bulunmadığına dair ifadeler yer almadığını ve İİK’nın 277/I-II maddesindeki 2 yıllık sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … de duruşmaya gelerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçlu hakkında muvakkat (İİK 105.madde) yada kesin (İİK 143.madde) aciz belgesi ibraz etmesi zorunludur. Mahkemece icra dosyasında mevcut haciz zaptının geçici aciz vesikası hükmünde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir.
Davanın dayanağı olan İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 1998/20089 esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu için alınmış bir aciz belgesi bulunmaktadır. Öte yandan borçlunun sürekli adres değiştirdiği, bilinen adreslerinde değişik tarihlerde yapılan hacizlerden de bir sonuç alınmamıştır. Ayrıca tapu sicil müdürlüklerinden gelen yazılarda da borçlu adına kayıtlı taşınmaz mal kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.Bu durumda borçlunun acizinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece dava koşulunun varlığı kabul edilip tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gösterilecek deliller toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 09/10/2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.