YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3880
KARAR NO : 2007/3506
KARAR TARİHİ : 08.11.2007
-Y A R G I T A Y İ L A M I –
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı … aleyhine icra takibi yapıldığını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını bu nedenle davalı borçlunun … plaka sayılı aracı diğer davalı olan oğlu … adına satın almasına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, dava konusu araç ile ilgisinin bulunmadığını, oğlunun aracı diğer oğlu ile birlikte satın aldıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve cevap vermemiştir.
Mahkemece davalı borçlunun yapmış olduğu bir tasarruf bulunmadığından üçüncü kişi durumunda bulunan Cihan’ın tasarruflarının iptali istenemeyeceği, davalı …’a borçlunun karşılıksız kazandırma iddiası nedeniyle davacını iptal isteminin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davanın amacı borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarruflarının iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve tasarrufa konu mal üzerinde cebri icraya devam imkanını getirerek alacağın tahsilini sağlamaktır.
Borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde üç grup altında düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek tüm tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunu hakimin takdirine bırakmıştır ( YHGK. 25.11.1987 tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/812 Karar sayılı ilamı ). Buna göre genel olarak borçlunun iptale tabi tasarruflarının, alacaklılardan mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yaptığı tasarruflar ile alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tasarruflar olduğu kabul edilmektedir.
Özetlenen bu hukuksal çerçevede somut olaya bakıldığında borçlunun parasıyla 3. kişiden alınan aracın alacaklıdan mal kaçırmak kastıyla borçlunun oğlu adına kayıt edildiği ileri sürülmektedir. Dava konusu aracın doğrudan borçludan satın alınmamış olması davanın reddi için neden değildir. Kanıtlanması durumunda borçlunun kendi adına aldığı ve bedelini ödediği halde, isteği üzerine aracın trafikte satıcı tarafından oğlu adına tescili işleminde, borçlunun oğlu yararına bir tasarrufta bulunduğu kabul edilmelidir. Çünkü bu halde satın alınan araç bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış, ancak karşılığı olan mal oğlunun malvarlığına karşılıksız olarak girmiş olacaktır. Borçlunun bağış olarak oğlu yararına ödediği bedel trafikte oğlu adına tescil isteği kapsam ve niteliği itibariyle borçlunun tasarrufu olduğundan, bu tasarruflar sonucu davalı oğlunun edindiği araçtan İİK.nun 278/I. maddesindeki koşulları varsa, 283. maddesi hükmünce alacağın tahsiline imkan verilmek gerekir. Kaldı ki H.U.M.K.’nun 76. maddesine nazaran, bir davada ileri sürülen maddi olgu ve bulguların hukuki nitelendirmesini yapmak kanun maddelerini uygulamakta hakimin görevidir.
Bu durum karşısında mahkemece iptal davası koşullarının oluşup oluşmadığı incelenerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, delillerin tamamı toplanmadan yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru olmadığı gibi,
2-Kabule göre de; dairemizde aynı gün incelenen ve davalıları ile iptali istenen tasarrufları aynı olan Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/2-53 sayılı dosyasında verilecek kararın bu dosyayı da etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle iki davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.