Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2006/660 E. 2006/6388 K. 10.07.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/660
KARAR NO : 2006/6388
KARAR TARİHİ : 10.07.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı … vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Kadastro (tapulama) sırasında 111 ada 750 parsel sayılı taşınmaz Devrek Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacılar … ve … tarafından Hazine, … Köyü Tüzel Kişiliği, …ve … aleyhine açılmış olan tescil davası görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmıştır. … ‘ın itirazı üzerine davaya dahil edilmiştir. Mahkemece çekişmeli 111 ada 750 nolu parselin 41 hissesinin … 13 hissesinin … adlarına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Kadastro sırasında taşınmaz As.Huk.mahkemesinde dava konusu edildiğinden söz edilerek malikhanesi ve yüzölçümü açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Davacılar … ve … As.Huk.mahkemesinin 1989/119 esas sayılı dosyasına vermiş oldukları dava dilekçesinde, dilekçede mevki ve sınırları yazılı taşınmazın babaları olan miras bırakanları Hakkı’dan kendilerine kaldığını ve 50 yılı aşkın süre ile zilyet olduklarını ileri sürerek adlarına tescilini talep etmişlerdir. Dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 27/3 maddesinde asliye mahkemesinden devir edilen ve fakat henüz kesinleşmemiş bulunan davalara kaldıkları noktadan bu kanunda öngörülen esas ve usul dairesinde devam olunacağı hükme bağlandığına göre,öncelikle mahkemece dava dilekçesinde tescili talep edilen yerin davaya konu 11 ada750 nolu parsele konu olan yer olup olmadığının açıkca saptanması gerekir. Nevarki bu şekilde bir belirleme yapılmamıştır. Diğer taraftan kadastro tutanağının mahsus bölümünde yazılı tapu kayıtlarından davacı … ile … adına kayıtlı 6.6.1967 tarih 86 ve 1289 tarih 6 nolu taksiksiz yoklama kaydıyla intikali olan kayıtların uygulaması yapılmıştır. Yerel bilirkişi söz konusu kayıtların taşınmaza uygulunluğunu bildirmekle beraber kayıtta yazılı sınırlar arazi üzerinde göstertilmemiş ve yerleri de krokiye aksetrilmemiştir. Ayrıca yerel bilirkişinin kayıtların uygulanması ile ilgili sözleri de soyut içerikli ve gerekçeye dayanmaması yanında komşu parsellerin kadastro tutanakları ile tesbitlerine esas alınan kayıtların uygulaması yapılarak bilirkişi sözlerinin doğrulanarak denetlenmesi yoluna da gidilmemiştir. Bunun yanında 6.6.1967 tarih 86 sıra nolu tapu kaydı ile ilk geldisi olan 8.3.1961 tarih 140 nolu tapu kaydı 54/192 pay için oluşturulmasına karşın geri kalan 132/192 payının kim yada kimler adına kayıtlı olduğu araştırılmamış, kayıt tescil ilamına dayalı olarak oluşturulmasına karşın dava dosyası yada ilamın ve krokisinin tasdikli bir örneğide getirtilerek yerine uygulanmamıştır.
Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, öncelikle 8.3.1961 tarih 140 nolu tapunun iktisabında sözü edilen As.Huk.Mahkemesinin 1958/141-1960/458 karar sayılı dava dosyası getirtilmeli, dosyanın aramalara rağmen bulunamadığının bildirilmesi durumunda verilen karar ile krokisinin onaylı bir örneği istenmeli, yine aynı kayıtla ilgili olarak 138/192 payın kim yada kimler adına tescil edildiği tapu sicil müdürlüğünden sorularak olduğunda kayıt örnekleri celp edilmeli, taraflara taşınmazları ve öncesini iyi bilen yaşlı tanık göstermeleri için önel verilmeli, daha sonra önceki keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerle taraflarca gösterilecek tanıklar ve tüm tesbit bilirkişiler eşliğinde yerinde yeniden keşif yapılarak öncelikle As.Huk.Mahkemesine verilen 17.3.1989 tarihli dava dilekçesi okunup tescili talep edilen yerin iş bu 111 ada 750 nolu parsele konu olan yer olup olmadığı bilirkişi ve tanıklardan sorularak kesin olarak saptanmalı, aynı yerler olması halinde yukarıda sözü edilen tapu kayıtları taşınmazları ve öncesini iyi bilen elverdiğince yaşlı ve yansız kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi korulu ile teknik bilirkişiler aracılığıyla gereği gibi yerlerine uygulanmalı, bilirkişilerden kayıtta yazılı sınırlar arazi üzerinde gezip göstermeleri istenmeli, gösterilecek yerler düzenlenecek krokiye aksettirilmeli, Haziren 1967 tarih 87 ve geldisi Mart 1961 tarih 140 nolu tapunun aidiyetinde … … oğlu,… oğlu ve müşterekleri, Mollaemin ve…oğlu …, … … ve müşterekleri tarlalarının, 1289 yoklama tarih 6 nolu tapu kaydı ve intikallerinin aidiyeti bakımından da Bayram bey ve …ve … oğlu yerlerinin arazi üzerinde belirlenmeleri gerektiği göz önünde bulundurulmalı, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar olduğunda tanıkların bilgisine başvurulmalı, tutanağın edinme yerinde dava konusu 750 parselle dava dışı 717, 719 ve 751 nolu parsellerin öncesinin bir bütün olduğuna değinildiğine nazaran uygulamada bu husus da göz önünde bulundurulmalı, komşu parsellerin tutanaklarındaki tesbit malikleri yada miras bırakanlarıyla tapu kayıtlarının sınırlarında sözü edilen kişilerin akdi yada irsi ilişkilerinin olup olmadığı bilirkişi ve tanıklardan sorularak uygulamanın denetlenmesi yoluna gidilmeli, ayrıca davacıların 1289 yoklama tarih 6 nolu ve intikali olan kayıtların malikleri ile irsi yada akdi ilişkisinin ne olduğu kendilerinden sorulup varsa veraset belgesi ibraz etmeleri istenmeli, tapu kayıtlarının taşınmaza uymaması halinde dava dilekçesinde irsen intikale ve zilyetliğe de dayanıldığına göre bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı, davacıların ve miras bırakanın zilyetliğinin başlangıç tarihi,süresi ve sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık doğduğunda giderilmeli, uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2 maddesi uyarınca çözümlenmesi gerekir bir nitelik arz ettiği de dikkate alınarak lüzum görülecek deliller resen toplanmalı, komşu 751,719.717 parsellere hakkında açılıp sonuçlanan davalar varsa verilen kararların kesinleşme şerhini içerin birer örneği getirtilip incelenerek delillerin değerlendirilmesinde nazar alınmalı fen bilirkişisine yapılan keşif ve uygulamaları izlemeye olanak verecek vede kayıtlarda yazılı sınır yerlerini yansıtacak biçimde geniş kapsamlı raporlu kroki düzenlettirilmeli, ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönlerin göz ardı edilmemiş olması doğru olmadığı gibi taşınmazın yüzölçümünün hesaplanıp hüküm yerinde gösterilmemiş olması da doğru değildir.
Davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir.kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA 10.7.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.