Yargıtay Kararı 17. Hukuk Dairesi 2006/561 E. 2006/1218 K. 21.02.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/561
KARAR NO : 2006/1218
KARAR TARİHİ : 21.02.2006

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı … tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Kadastro sırasında 110 ada 3, 27, 28, 104 ada 36, 115 ada 166, 116 ada 40 parsel sayılı sırasıyla 29638.16 – 955.91 – 396.11 – 4435.40 – 13704.92 – 17830.51 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 110 ada 3, 27, 28, 104 ada 36 parseller irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, 115 ada 166 ve 116 ada 40 parsellerde irsen intikal, taksim, satınalma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 110 ada 3 parsel …, 110 ada 27 ve 28 parseller …, 104 ada 36 parsel … , 115 ada 166 parsel … , 116 ada 40 parsel … Şit adlarına tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde davacı …’nun vergi kaydı, irsen intikal, ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak açtığı dava, aynı nedenlere dayanarak 110 ada 27 parsel hakkında davacı … ’nun açtığı dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece davacı … ’nun 110 ada 27 parselle ilgili davasının reddine, davacı …’nun tapu ve kadastro müdürlüğü ve hazine aleyhine açtığı davanın husumetten reddine, 104 ada 36 parsel hakkındaki davasının feragat nedeniyle reddine tesbit gibi tapuya tesciline, 110 ada 3, 27, 115 ada 166, 116 ada 40 parseller hakkındaki davasının reddine, tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
1- Temyize konu taşınmazlardan 110 ada 3, 27 ve 115 ada 166 nolu parsellerin davacının babası ve miras bırakanı 1956 …’dan kaldığı bilirkişi ve tanıklarca haber verildiği gibi aksi yönde bir iddiada bulunmamaktadır. Bedirhan Topçu’nun terekesinin taksim edildiği iddia edilmediği gibi davalılarında bu yönde bir savunmaları yoktur. Davacı ve davalılar arasında mirasçılık ilişkisi olduğu ileri sürülmemiştir. Bilirkişi ve tanıklar taşınmazlarda adına tesbit yapılan davalının tesbit gününe kadar 20 yılı aşkın süre ile ve malik sıfatı ile zilyet olduklarını, davacının herhangi bir zilyetliğinin olmadığını söylemişlerdir. Medeni Yasanın eski 639 yeni 713 maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 14. maddelerinde “iyi niyet” ilkesine yer verilmemiştir. Davacının, davalıların zilyetliğinin kendine teb’an olduğu yolunda bir iddiası mevcut değildir. Davacı dava dilekçesinde 110 ada 28 nolu parselide dava etmesine karşın keşif sırasında dava etmek istediği taşınmazın 27 nolu parsel olduğunu bildirmiş ve onun üzerinde de keşif icra edilmiştir. Esasen 27 nolu parsel birleşen dosyanında konusudur ve husumettede bir yanılgı bulunmamaktadır. Davacının, davalıların 20 yılı geçkin zilyetliklerine sessiz kalıp çekişme yaratmamış olması zilyetliğin iradi terkinin bir karinesi sayılması gerekir. Bu nedenlerle ve kararda yazılı diğer gerekçelere davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 110 ada 3 ve 27 ve 115 ada 166 nolu parsellerle ilgili usul ve yasaya uygun aleyhindeki hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.00YTL. kalan onama harcın temyiz edenden alınmasına,
2-116 ada 40 nolu parselle ilgili hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince: Yukarıda da açıklandığı üzere taşınmazın …’dan kaldığı uyuşmazlık konusu değildir. …’ın ölüm tarihine göre terekesi iştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabidir. İştirak halindeki mülkiyet hükmünün cari olduğu hallerde mirasçılardan birinin veya bir kaçının terekeye dahil bir taşınmazı üçüncü kişiye satışının geçerliliği diğer mirasçıların onayına bağlıdır. … terekesinin taksim edildiği iddia edilmemiş ve kanıtlanmamıştır. Yine …’ın sağlığında taşınmazı oğlu …’ya sattığı yada bağışladığı konusunda da bir iddia ve açıklama yoktur. Hal böyle olunca …’nun üçüncü kişi … Şit’e yaptığı satışın geçerliliği yoktur. Satış tarihi olan 30.10.1997 tarihinden tesbit gününe kadar da davalı …’in zilyetliği 20 yıla ulaşmamıştır. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgular karşısında mahkemece 3402 sayılı Kadastro Yasasının 30/2. maddesi gözönünde bulundurularak taşınmazın payları oranında … mirasçılar adına tesciline karar vermek gerekirken bu yönler gözardı edilerek ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava nedeniyle itirazlı olarak bırakılan 110 ada 28 nolu parsel hakkında sicil oluşturmaya esas olacak olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Davacı …’nun temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile 116 ada 40 nolu parsele ve dava dilekçesinde dava konusu edilen 110 ada 28 nolu parsele hasren hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA 21.2.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.