YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/552
KARAR NO : 2006/3390
KARAR TARİHİ : 18.04.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tespite itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda: Davanın reddine ilişkin Malatya Kadastro Mahkemesinden verilen 23.11.2005 gün ve 1/135 sayılı hükmün duruşma yapılması isteğiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla işin duruşmaya tabi olduğu belirlendikten sonra 18.4.2006 Salı günü için taraflara gönderilen çağrı kağıdı üzerine hükmü temyiz eden davacılar… ve müşterekleri vekili avukat … Geldi, karşı tarafdan davalı Hazine vekili avukat …’un hazır oldukları anlaşılmakla duruşmaya başlandı, temyiz isteğinin süresinde olduğu tesbit edilmekle hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar Kapıkaya Köyü Tüzel Kişiliği adına köy muhtarı… ile … ve arkadaşları 4342 sayılı yasa kapsamında belirlenen mera parsellerinin iptali istemiyle … Tarım Müdürlüğü aleyhine dava açmışlar, … ve arkadaşları, vs. aynı nedenle davaya katılmışlardır. Mahkemece, davacıların ve katılanların davalarının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve katılanlar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mer’a komisyonunca yapılan mer’a sınırlandırılması ve tespiti ile ilgili işlemlerin iptali istemine yönelik bulunmaktadır. Mahkemece, kararın gerekçe yerinde davanın süresi geçtikten sonra açıldığı, ayrıca husumetin de hazineye yöneltilmediği belirtilmek suretiyle hüküm yerinde davacılar ve müdahil davacıların davalarının reddine karar verilmiş ise mahkemenin bu kabulü yasa hükümlerine ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Mahkemece davanın reddine karar verilirken süre ve husumet yönü esas alınmıştır. Husumet, davanın görülebilme koşulu olup, re’sen ve yargılamanın her aşamasında nazara alınması gerekir. Davanın süresinde açılıp açılmadığı doğru hasım gösterilmek suretiyle açılan bir davada tartışma konusu edilebilir. Başka bir anlatımla süre
../…
– 2 –
2006/552
2006/3390
ve husumetin birlikte olduğu bir davada öncelikle davada husumetin doğru yöneltilip yöneltilmediği üzerinde durulması gerekir. 4342 sayılı mer’a yasasında bu tür davalarda husumetin kimlere yada hangi kurumlara yöneltileceği gösterilmiştir. Bunlar arasında davalı olarak gösterilen İl Tarım Müdürlüğü gösterilmemiştir. Davanın normal olarak hazine, belediye yada köy tüzel kişiliğinin hasım olarak gösterilmesi gerekir. Katılma istemi ve iddiaları ancak görülebilir davalarda inceleme konusu yapılabilir. Bidayette dava dilekçesinde hazine hasım gösterilmediğine göre katılanların yargılama aşamasında dilekçelerinde hazineyi de hasım göstermeleri, davanın görülebilir bir dava haline dönüştüğünün kabulünü gerektirmez. Bir davanın süre yönünden reddi ile husumet yönünden reddi arasında hukuki sonuçları itibariyle farklılık bulunmaktadır. Davanın süre yönünden reddine karar verilmesi ve verilen kararın kesinleşmesi halinde ilgilinin ileri de tekrar dava açma hakkı bulunmamaktadır. Buna karşın davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi durumunda, ilgilinin süresinde husumeti doğru göstermek suretiyle ayrı bir dava açma hakkı bulunmaktadır. Tarım İl Müdürlüklerinin aktif dava ehliyeti yada husumeti ehliyeti yoktur. Açıklanan bu hukuksal olgular karşısında mahkemece davanın husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekirken hüküm yerinde açıkça red nedeni gösterilmeksizin yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değil, bozma nedeni ise de, bu yöndeki yanılgının giderilmesi, yargılamanın tekrarını gerektirir görülmediğinden hüküm fıkrasının 1.bendindeki “davacılar ile müdahil davacıların davalarının” tümcesinden sonra gelmek üzere “husumet nedeniyle” tümcesinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve Yargıtay duruşması için takdir edilen 450.00YTL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekil ile temsil edilen davalı Hazineye verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.00YTL kalan onama harcın temyiz edenden alınmasına 18.4.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.