Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/8280 E. 2019/9939 K. 24.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8280
KARAR NO : 2019/9939
KARAR TARİHİ : 24.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-a, 143, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 50/1-c maddesi gereğince 2 yıl süreyle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme seçenek tedbirine çevrilmesine dair Bismil Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2012 tarih, 2011/337 Esas ve 2012/462 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığının 03/04/2019 gün ve 94660652-105-21-2867-2019 Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/04/2019 tarih ve 2019/37547 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın istem yazısında;
Dosya kapsamına göre;
1-)Suça sürüklenen çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve moral gelişim özelliklerinin tespiti açısından bizzat dinlenmesi gerekirken, ağabeyi … ile görüşülerek düzenlenen 13/10/2011 tarihli sosyal inceleme raporunun Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/3 ve 21/1. maddelerinde belirtilen usule uygun olmadan tanzim edilerek hükme esas alınmasında,
2-)Suça sürüklenen çocuk hakkında her ne kadar işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarının algılama yeteneğinin olup olmadığı konusunda rapor alınmış ise de epilepsi ve şizofren hastası olduğu yönündeki iddialar karşısında yargılamaya konu suçu işlerken 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesinin (1) ve (2). fıkralarını da değerlendirecek şekilde ceza ehliyeti konusunda rapor alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasında,
3-)Suça sürüklenen çocuğun olay tarihinde dosyada yer alan diğer suça sürüklenen çocuklar ile birlikte olay yerinde yer alan su deposu yanındaki şebeke kablolarını kesmeleri ve kestikleri kabloları alacakları esnada yakalanmaları şeklinde gerçekleşen somut olayda, suça sürüklenen çocukların tüm aşamalardaki beyanları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeksizin hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi uygulanmandan fazla ceza tayin edilmesinde,
4-)Yukarıda belirtildiği şeklide gerçekleşen somut olayda suça sürüklenen çocuğun kesmek suretiyle almaya kalkıştığı kabloların miktar ve değeri dikkate alındığında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 145. maddesinde düzenlenen değer azlığı hususunun kararda tartışılmamasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca, anılan kararın kanun yararına bozulması talebinde bulunulmuştur, denilmektedir.
İnceleme konusu somut olayda:
Bismil Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/08/2011 tarih ve 2011/258 numaralı iddianame ile suça sürüklenen çocuk hakkında iddianame düzenlendiği ve Bismil Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2012 tarih, 2011/337 Esas ve 2012/462Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 142/1-a, 143, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 50/1-c maddesi gereğince 2 yıl süreyle bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme seçenek tedbirine çevrilmesine karar verildiği, ancak kararın temyiz edilmemesi üzerine 24/01/2013 tarihinde kesinleştiği, suça sürüklenen çocuğun hakkında verilen yükümlülüklere uymaması nedeniyle hakkında hükmolunun seçenek tedbirinin değiştirilmesi üzerine itiraz mercii tarafından belirlenen eksiklikler üzerine Bismil Cumhuriyet Başsavcılığın’ca 15/02/2019 tarihli yazılarına istinaden de Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 03/04/2019 tarihli talepleri üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11/04/2019 tarih ve 2019/37547 sayılı ihbarnamesiyle kanun Yararına Bozma talebinde bulunulduğu, anlaşılmıştır.
Yapılan incelemede;
1-Suça sürüklenen çocuk …’un, fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve moral gelişim özelliklerinin tespiti açısından bizzat dinlenmesi gerekirken, ağabeyi … ile görüşülerek düzenlenen 13/10/2011 tarihli sosyal inceleme raporunun Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/3 ve 21/1. maddelerinde belirtilen usule uygun olmadan tanzim edilerek hükme esas alınması,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında her ne kadar işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarının algılama yeteneğinin olup olmadığı konusunda rapor alınmış ise de epilepsi ve şizofren hastası olduğu yönündeki iddialar karşısında yargılamaya konu suçu işlerken 5237 sayılı Kanun’un 32. maddesinin (1) ve (2). fıkralarını da değerlendirecek şekilde ceza ehliyeti konusunda rapor alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3-Mahkemece suça sürüklenen çocuğu yakalayıp kolluğa teslim eden kişinin kimliğinin tespitine çalışılarak mümkünse tanık olarak dinlenmesi suretiyle, kolluk görevlilerinin düzenlediği tutunakta yer alan “…telefon direğine giden kablonun kesilmiş olduğu ve zemin üzerinde ise yaklaşık 3 metre uzunluğunda kablo bulunduğu…” şeklindeki tespit ile müştekinin “…sabah saatlerinde olay yerine gittiğimde iki direk arası yaklaşık 80 metre uzunluğundaki lokal şebeke kablosunun yerinde olmadığını fark ettim…” şeklindeki iddiası ve iddianamede yer alan 77 metre kablonun çalınıp 3 metre kablonun da çalınmaya çalışıldığı sırada yakalandıları anlatımı karşısında; gerekirse bilgi sahipleri de hazır bulundurularak mahallinde keşif yapılıp, suça konu kablo miktarı ve eylemin kaldığı aşama açıklığa kavuşturulup, sonucuna göre TCK’nin 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümleri ile 145. maddesinde düzenlenen değer azlığı hususunun tartışılmaması, usül ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden;
Bismil Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2012 tarih, 2011/337 Esas ve 2012/462 kararının, CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca suça sürüklenen çocuk … yönünden KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere, aynı Yasa’nın 309/4-b maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 24/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.