Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/7556 E. 2019/9920 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7556
KARAR NO : 2019/9920
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuklar hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
I- Suça sürüklenen çocuklar hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Doğrudan tayin edilen adli para cezalarının miktarları itibarıyla hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup, temyizi olanaklı bulunmadığından, suça sürüklenen çocuklar … ve … müdafilerinin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak ayrı ayrı REDDİNE,
II- Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocukların yer gösterme suretiyle mağdurun zararının bir kısmını soruşturma aşamasında giderdiği ancak mağdurun suça sürüklenen çocuk hakkında kısmi iade nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168/1. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına dair aynı Kanun’un 168/4. maddesi uyarınca rızası sorulmaksızın hırsızlık suçuna ilişkin kurulan hükümde 168/1. maddesinin uygulanması sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, hırsızlık suçuna ilişkin kurulan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nun 168/1. maddesinin 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanun’un 61/5. maddesine aykırı davranılması, sonuca etkili olmadığından, 5237 sayılı TCK’nun 63. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında geçirdiği sürenin cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken göz ardı edilmişse de infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suçun iş yeri dokunulmazlığının ihlali yerine konut dokunulmazlığının ihlali olarak belirtilmesi, mahallinde düzeltilebilir hata olduğundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca suçların işlendiği zaman dilimi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında kaldığı tarihin ve sürenin gerekçeli karar başlığında yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklikler olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden reddiyle, eleştiriler dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III- Suça sürüklenen çocuk … hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocukların yer gösterme suretiyle mağdurun zararının bir kısmını soruşturma aşamasında giderdiği ancak mağdurun suça sürüklenen çocuk hakkında kısmi iade nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 168/1 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına dair aynı Kanun’un 168/4. maddesi uyarınca rızası sorulmaksızın hırsızlık suçuna ilişkin kurulan hükümde 168/1. maddesinin uygulanması sonucu yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, hırsızlık suçuna ilişkin kurulan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nun 168/1. maddesinin 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle aynı Kanun’un 61/5. maddesine aykırı davranılması, sonuca etkili olmadığından, 5237 sayılı TCK’nun 63. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında geçirdiği sürenin cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken göz ardı edilmişse de infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, 5271 sayılı CMK’nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca suçların işlendiği zaman dilimi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında kaldığı tarihin ve sürenin gerekçeli karar başlığında yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklikler olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 40/3-4. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Ceza Adaleti Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kuralları’nın 16. maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 34/3. maddesi, Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 17. maddesindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sosyal çalışma görevlisinin suça sürüklenen çocuğun özelliklerini, toplumda yapıcı bir rol üstlenmesini ve mahkemece yararlanılabilecek toplumsal kaynakların tanınmasını sağlamak üzere düzenlediği sosyal inceleme raporu giderlerinin yargılama gideri olarak suça sürüklenen çocuğa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “Suça sürüklenen çocuk … hakkında sarf edilen posta gideri 1.80 TL ile Bilirkişi raporu 40 TL olmak üzere toplam 41,80 TL” cümlesinin çıkarılarak yerine “Suça sürüklenen çocuk … hakkında hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 324/4 maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL’den az olduğundan Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV- Suça sürüklenen çocuk … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuğa atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4, 119/1-c maddelerine konu iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun suç tarihindeki cezasının üst sınırının 6 yıl hapis cezası olduğu gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK’nun 66/1-d, 66/2 ve 67/4 maddeleri uyarınca belirlenen 7 yıl 6 aylık kesintisiz, 11 yıl 3 aylık kesintili zamanaşımı sürelerinin suç tarihi olan 28/12/2013 ile karar tarihi olan 19/02/2015 tarihinden inceleme tarihine kadarki süre içerisinde dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle tebliğnamede bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Suç tarihinde 12 – 15 yaş aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden fiili algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği olup olmadığının tespiti açısından rapor aldırılmadan, sadece hırsızlık suçuna ilişkin alınan rapora dayanılarak hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı TCK’nun 63. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında geçirdiği sürenin cezasından mahsubuna karar verilmesi gerekirken göz ardı edilmesi,
3- Gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suçun iş yeri dokunulmazlığının ihlali yerine konut dokunulmazlığının ihlali olarak belirtilmesi,
4- 5271 sayılı CMK’nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca suçların işlendiği zaman dilimi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca suça sürüklenen çocuğun gözaltında kaldığı tarihin ve sürenin gerekçeli karar başlığında yazılması gerekirken yazılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 01/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.