Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/7551 E. 2020/2233 K. 17.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7551
KARAR NO : 2020/2233
KARAR TARİHİ : 17.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

Yerel mahkemece sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen beraat hükümleri, sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık …’ın aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, sanık …’un atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında, sanığın mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince üzerine atılı suçlardan verilen beraat hükümlerinin yerinde olduğu değerlendirilerek, tebliğnamedeki, ”Sanık … hakim sorgu ve mahkemedeki savunmalarında hırsızlık suçunu sanık … ile birlikte yaptıklarını ifade etmesi, her iki sanık arasında bir husumet bulunmaması karşısında sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının sübuta erdiğinin düşünülmemesinden” bahisle bozma isteyen görüşe iştirak edilmeden yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, katılan …’nın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun ve de takdire dayalı bulunan hükümlerin tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA,
2-Sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Katılanın 16/04/2015 tarihli duruşmada alınan beyanında, zararının giderilmesiyle ilgili olarak sanık …’un kendisine iki bidon mazot getirdiğini ve sanığın bu mazotu …’dan aldığını söylediğini beyan ettiği, katılanın yaptığı araştırma sonucunda, Şarkışla ilçesinde 130 litrelik iki bidon mazotun çalındığını öğrendiğini, sanığın getirmiş olduğu mazotun hırsızlık malı olabileceği şüphesi üzerine mazotu kolluk birimlerine teslim ettiğini beyan ettiği, tanık olarak mahkemede ifadesine başvurulan …’ın da sanık …’un kendisinden mazot almadığını beyan etmesi karşısında, sanığın katılana iade etmiş olduğu mazotun kolluk birimleri tarafından muhafaza altına alınıp alınmadığı araştırılmadan, eksi kovuşturmayla sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nun 168/2. maddesinin uygulanması sureti ile yazılı şekilde cezasından indirim yapılması,
2) Sanığın 23/12/2014 tarihli celsede “Hiç kimsenin haberi yokken araba ile gittim, Akif ile birlikte mazotu yükledik ben üç sefer yaptım” şeklindeki savunması karşısında, eylemin TCK’nun 43/1. fıkrasında düzenlenen “Değişik zamanlarda” şartına uyacak nitelikte zaman farkı bırakılmadan gerçekleştirilip, gerçekleştirilmediğinin araştırılarak, şartları bulunması halinde hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde TCK’nun 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararları kapsamında hak yoksunluklarına ilişkin hükmün yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’un ve katılan …’nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümleri açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 17/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.