Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/7369 E. 2019/9981 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/7369
KARAR NO : 2019/9981
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Hırsızlık suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143 ve 62/1. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2015 tarih, 2015/712 Esas ve 2015/1669 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 19/03/2019 tarih ve 94660652-105-42-887-2019 KYB sayılı Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26/03/2019 tarih ve 2019/31351 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstem yazısında;
“Dosya kapsamına göre, olay günü müştekinin internet kafede müşteri olarak bulunduğu ve hırsızlık konusu telefonu şarja taktıktan sonra uyuyakaldığı, bu durumdan yararlanan şüphelinin suça konu telefonu gece vakti çaldığı olayla ilgili başlatılan soruşturmada, şüphelinin alınan kolluk savunmasında, suçunu inkar ettiği, kovuşturma aşamasında Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/215 değişik iş sayılı dosyası üzerinden 11/10/2015 tarihinde yakalama emri üzerine yapılan sorgusunda ise, samimi olarak suçunu ikrar ettikten sonra pişman olduğunu, müştekiyi bulamadığını, müştekinin zararını karşılamak istediğini beyan ettiği nazara alındığında; mahkemece zararın hangi aşamada karşılanmak istediğinin tesbit edilerek bir ödeme noktası tayin edilip, sanığa zarar giderme imkanı sunularak sonuca göre, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ile kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.” Denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/02/2016 tarih, 2013/735 Esas ve 2916/55 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; zararı karşılamak isteyen sanığa mahkemece bir ödeme noktası belirlenerek sanığın etkin pişmanlık göstererek suç işlenmesi sonucu ele geçen kazanımları iade etmesi sağlanmalıdır.
İnceleme konusu somut olayda:
Olay günü müştekinin internet kafede müşteri olarak bulunduğu ve hırsızlık konusu telefonu şarja taktıktan sonra uyuyakaldığı, bu durumdan yararlanan şüphelinin suça konu telefonu gece vakti çaldığı olayla ilgili başlatılan soruşturmada, şüphelinin alınan kolluk savunmasında suçunu inkar ettiği, kovuşturma aşamasında, Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/215 değişik iş sayılı dosyası üzerinden 11/10/2015 tarihinde yakalama emri üzerine yapılan sorgusunda ise, samimi olarak suçunu ikrar ettikten sonra pişman olduğunu, müştekiyi bulamadığını, müştekinin zararını karşılamak istediğini beyan ettiği, mahkeme tarafından sanığa müştekinin zararının karşılanması için süre verilmediği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.02.2016 tarih, 2013/735 Esas ve 2016/55 Karar ve 2013/152 Karar, 30/04/2013 tarih, 2013/1524 Esaas ve 2013/152 Karar sayılı kararları da dikkate alınarak mahkeme veznesine müştekinin zararının sanık tarafından depo edilmesi sağlanarak sonucuna göre sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sanığın hukuki durumunun buna göre tayin edilmesi gerektiği, bu nedenle Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2015 tarih, 2015/712 Esas ve 2015/1669 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden;
Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/12/2015 tarih, 2015/712 Esas ve 2015/1669 Karar sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Aynı Yasa’nın 309/4-b maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 01/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.