Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/6939 E. 2019/9770 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6939
KARAR NO : 2019/9770
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (Değişen suç vasfıyla hırsızlık)
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasına eklenen (c) bendi uyarınca ”Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçların” uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 5237 sayılı TCK’nun 165/1. maddesinde düzenlenen suç eşyasını satın alma suçunun uzlaşma kapsamında bulunmakta ise de; suça sürüklenen çocuğun, eyleminin TCK’nun 142/1-e, 143.maddelerindeki hırsızlık suçunu oluşturacağı ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip, suça sürüklenen çocuk hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamayacağı belirlenerek tebliğnamedeki bu sebeple bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2014 tarih, 2013/13-203 Esas ve 2014/308 Karar sayılı kararında; “Suç tarihinde ekonomik değeri yüksek olan bir aracı kimlik bilgilerini ve açık adresini bilmediği arkadaşı “…” lakaplı … isimli kişiden emanet aldığını söylemesi, aşamalarda aracı emanet aldığı bu kişinin ismini kısmen değiştirerek ifade etmesi, soruşturma ve kovuşturma makamlarının ısrarına rağmen aracı emanet aldığını iddia ettiği kişiye ait kimlik ve adres bilgileri vermekten kaçınması ve sabıkalı geçmişi de dikkate alındığında hırsızlık suçlamasıyla muhatap olan sanığın sadece hayali bir isim zikretmekle suçlamadan kurtulmayacağını bilecek yaşam ve adli tecrübeye sahip olması ve gerçekte var olan bir kişiden aracı emanet alması durumunda suçlamadan kurtulmaya yönelik olarak aracı emanet aldığını söylediği kişinin bulunması için daha etkin bir çaba göstermesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu değil, hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.” şeklindeki açıklamalar ışığında, suça sürüklenen çocuk …’ın suça konu motosikleti ifade tarihinden 15 gün kadar önce …, … ve … isimli kişilerden aldığını savunması, bu kişilerin de söz konusu suçlamaları kabul etmemesi ve haklarında Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.03.2014 tarih ve 2014/1123 soruşturma sayılı dosyası ile ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması, suça sürüklenen çocuğun motosiklet alışverişine ilişkin belge gösterememesi ve satışı belgelemek adına hiçbir çabasının olmaması, suça sürüklenen çocuğun suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik soyut beyanlarına Ceza Genel Kurulu kararında da ifade edilen olayda, olduğu gibi itibar edilmesinin mümkün olmadığı hususu karşısında; suça sürüklenen çocuk …’ın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hüküm kurulması,
2-09.02.2014 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına yanlış yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının gözetilmesine, 26.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.