Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/6010 E. 2019/9972 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/6010
KARAR NO : 2019/9972
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 165/1, ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih, 2018/376 Esas ve 2018/571 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 14/02/2019 tarih ve 94660652- 105-34-1328-2019 KYB sayılı Kanun Yararına Bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25/02/2019 tarih ve 2019/17910 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İstem yazısında;
“Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 165/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/12/2013 tarih, 2012/1473 Esas ve 2013/683 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle anılan mahkeme tarafından daha önce verilen hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/1. maddesi gereğince açıklanmasına dair İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih, 2018/376 Esas ve 2018/571 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” ve anılan Kanun’un 232/6. maddesindeki “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alındığında, mahkemesince denetime imkân verecek biçimde bir hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ile kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” ve anılan Kanun’un 232/6. maddesindeki “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alındığında, hükmün denetime imkan verecek şekilde açıklanması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda:
Yerel Mahkeme tarafından ihbar üzerine 11.12.2018 tarihinde hükmün açıklandığı, hüküm açıklanırken eski hükmün açıklanmasına denildiği, hüküm fıkrasında CMK’nın 223. maddesinde yer alan kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmediği, bu nedenle İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih, 2018/376 Esas ve 2018/571 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
SONUÇ VE KARAR:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden;
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih, 2018/376 Esas ve 2018/571 Karar sayılı kararının CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Aynı Yasa’nın 309/4-a,b maddesi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 01/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.