Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/4787 E. 2019/4171 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4787
KARAR NO : 2019/4171
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

Hırsızlık suçundan sanık …’nün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 168/1 ve 62. maddeleri gereğince 4 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair…. 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2016/106 Esas ve 2018/282 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 04/02/2019 tarih ve 94660652-105-48-15905-2018 Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12/02/2019 tarih ve 2019/13611 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle, dosya incelendi:
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine esas hırsızlık suçu açısından 5237 sayılı Kanun’un 141. maddesi gereğince belirlenen 1 yıl hapis cezasından, aynı Kanun’un 168. maddesi gereğince yapılan indirim işlemi neticesinde, 6 ay hapis yerine, 5 ay hapis cezasına hükmedilmesi, takiben aynı Kanun’un 62. maddesi gereğince yapılan indirim işlemi neticesinde 5 ay hapis yerine, 4 ay 5 gün hapis cezasına karar verilmek suretiyle sanık hakkında eksik cezaya hükmedilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Temyiz yargılama mahkemesi olan Yargıtayın görevi kural olarak, denetimini yaptığı hükümde hukuka aykırılık bulunup bulunmamasına göre hükmü bozmak veya onamaktır. Temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay temyiz nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir karar verecektir. Temyiz edilen hükümde hukuka aykırılık bulunmaması halinde hüküm onanacak, hukuka aykırılık bulunması halinde ise CMK’nun 302. maddesine göre hüküm bozulacak ya da bozulan hüküm yerine CMK’nun 303. maddesine göre Yargıtayca davanın esasına hükmedilecektir. Buna göre, Yargıtay temyiz dilekçesinde ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın son karara etkili olan tüm kanuna aykırılıkları inceleyip, aykırılık tespit edilmesi halinde de bozma kararı verme hak ve yetkisine sahiptir. Temyiz nedenini oluşturacak hukuka aykırılıkları CMK’nun 289. maddesinde gösterilmiştir.
Kanun’un açık düzenlenmesinden de anlaşılacağı üzere; aleyhe değiştirme yasağının kapsamı yalnızca ceza ve yaptırım miktarı ile sınırlı olacaktır. Sanık veya onun lehine ilgililer tarafından temyiz davası açıldığı durumda, kanun koyucunun suçun niteliği veya adı yönünden sanık yararına kazanılmış bir hak tanımamıştır. Yargıtayca suç niteliğinde yanılgıya düşüldüğü saptandığında, aleyhe temyiz bulunmasa bile, cezanın tür ve miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak şartıyla hükmün bozulmasına karar verilecektir. Aksinin kabulü hukuk kuralları ile kanuni düzenlemelerin ülke genelinde farklı uygulanmasına yol açar ki, bu durum eşitlik, adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık oluşturacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.02.2014 tarihli, 2013/12-70 Esas ve 2014/57 Karar sayılı kararında yer alan “… Cezaların belirlenmesi sırasında iradi olmaksızın ve güdülen amacın dışında yapılan basit toplama, çıkarma, çarpma ve bölme şeklinde belirtilebilecek dört işlem hataları, dosyamızda olduğu gibi çarpan ve çarpılanın belli olduğu durumlarda, çarpımda yapılan hesap hataları, herkes tarafından objektif bir biçimde farkedilebilecek nitelikte maddi hatalar olarak kabul edilerek, aleyhte değiştirme yasağı kapsamında değerlendirilmemeli, sanık aleyhine temyiz bulunmayan hallerde dahi doğru uygulama yapılmak suretiyle hüküm hakimin ifadesi doğrultusunda düzeltilebilmelidir.” şeklindeki açıklamaları da değerlendirilerek,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden kabülü ile, hırsızlık suçundan…. 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.06.2018 tarihli ve 2016/106 Esas, 2018/282 Karar sayılı kararının ceza miktarı yönünden sanık aleyhine sonuç doğurmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, buna göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 141, 168. ve 62. maddelerince hükmolunan cezanın 5 ay hapis cezası olarak belirlenmesine ancak, bozma üzerine yeniden kurulan hükümle belirlenen cezanın ve sonucun önceki hükümle belirlenen cezadan ve sonuçdan daha ağır olamayacağı gözetilerek, CMK’nun 282. Maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesi gerektiğinden, infazın 4 ay 5 gün hapis cezası üzerinden yapılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılması için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.