Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/3988 E. 2019/3491 K. 18.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3988
KARAR NO : 2019/3491
KARAR TARİHİ : 18.03.2019

TALEP EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TALEPTE BULUNULAN
DAİRE KARARI : Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 12/11/2018 Tarih,
TALEPLE İLGİLİ
MAHKEME KARARI …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/09/2014 Tarih, 2012/557 Esas ve 2014/613 Karar
TALEPLE İLGİLİ OLAN
HÜKÜM : Mahkumiyet
TALEBE KONU OLAN SANIKLAR : …, …
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Red-Onama

Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından yapılan yargılama sonucunda; 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 62 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay, 116/1, 62. maddeleri gereğince 5 ay, 151 ve 62. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün, 142/1-b, 62 maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay, 116/1, 119/1-c, 62. maddeleri gereğince 10 ay ve 151 ve 62. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezalarına ilişkin İnegöl 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/09/2014 tarih, 2012/557 Esas ve 2014/613 Karar sayılı kararına ilişkin sanıkların temyizi üzerine;
Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 12/11/2018 tarih, 2016/8923 Esas ve 2018/14231 Karar sayılı kararıyla;
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık …’in yokluğunda verilen 11/09/2014 tarihli kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, sanığın öğrenme üzerine 05/11/2014 tarihli temyiz isteminin yasal süresinde olduğu kabul edilerek tebliğnamedeki red görüşüne iştirak edilmemiş ve bu suretle yapılan incelemede;
Müşteki…. ’ya yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişiyle işlenmesine karşın, sanıklar hakkında TCK’nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından ve Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine
yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık …’in adli sicil kaydında yazılı olan ve tekerrüre esas alınan ilamına konu suçun 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK’nun 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının ve yine sanık … hakkında tekerrüre esas alınan hükmün konusunun (karşılıksız yararlanma) hırsızlık (elektrik) suçuna ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; 6352 sayılı Yasa’nın 82. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nun 142/1-f. maddesinin yürürlükten kaldırılıp 6352 sayılı Yasa’nın 83. maddesi ile karşılıksız yararlanma suçu kapsamında yeniden suç olarak düzenlenmesi, aynı Yasa’nın 84. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu yönünden etkin pişmanlık hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve Kanun’un geçici 2/2. maddesinde de kesinleşen hükümler yönünden zararın yasada belirlenen koşul ve sürede karşılanması durumunda verilen cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacağının öngörülmesi nedeniyle tekerrüre esas alınan söz konusu hüküm yönünden yapılacak uyarlama yargılamasının sonucuna göre sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesinde öngörülen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı husunun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar … ve …’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, karar verilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 06.02.2019 tarih ve 2018/105353 sayılı yazısı ile;
ANLATIM VE TALEP:
“İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile sanıklar … ve … hakkında Hırsızlık, Mala Zarar Verme ve Konut Dokunulmazlığının İhlali suçlarını işlediklerinden bahisle TCK’nun 116/1, 151/1,37/1, 53/1, 142/1.b.1, 37/1, 53/1, 58 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
İddiaya göre; 20/10/2010 tarihinde; müştekiler…. ve …’un …. Mahallesi içindeki ayrı adreslerdeki ikametgahlarından eve girmek suretiyle iki ayrı bilgisayarın çalındığı, bahse konu bilgisayarların…. Emniyet Müdürlüğü görevlilerince 27/10/2010 günü …. ili …. Pasajında yapılan kontrolde…. Elektronik isimli iş yerinde bulunduğu ve iş yeri sahibi hakkında tefrik kararı verilen şüpheli …’ün bahse konu bilgisayarları şüpheli …’den satın aldığını söylemesi üzerine sanık hakkında başlatılan soruşturmada; sanığın bilgisayarların diğer sanık …’ten alacağına karşılık takas olarak alıp, …’e …. ilinde sattığını savunduğu, şüpheli …’in ise 01/06/2011 tarihli ilk hazırlık ifadesinde, çalıntı bilgisayarları borcuna karşılık …’e verdiğini ve …. ilinde ikamet eden…. ı isimli şahıstan bu bilgisayarları satın aldığını beyan etmesine rağmen aynı tarihli ikinci ifadesinde diğer şüpheli …’in suçu üstlenmesi için kendisini ikna ettiğini, atılı suçla ilgisinin bulunmadığını Mehmet’in kendisinin …. dan bilgisayarları aldığını söylediği; bu çelişkili beyanlar üzerine her iki sanık hakkında her iki müştekiye karşı hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlali suçlarından dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında …’in 18/07/2014 tarihli dilekçesinde yine bilgisayarların…./Cumalıkızık’ta oturan …. tarafından …. dan gönderildiğini yinelemiştir.
…. 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 gün, 2012/557 (E) ve 2014/613 (K) sayılı kararıyla mahkeme çelişik ifadeler nedeniyle sanıkların suçluluğuna hükmetmiş; iki sanığın , her bir müştekiye yönelik eylemleri için ayrı ayrı; TCK’nun 142/1-b, 62, 58, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis, TCK’nun 116/1 (…’a karşı 119/1-c) 62, 58, 53. Maddeleri uyarınca 5 ay hapis (…’a karşı 10 ay hapis); TCK’nun 151/1, 62, 58, 53. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği” belirtilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ:
“1)Her ne kadar sanıkların hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlali suçlarını işlediklerinden bahisle mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; söz konusu hırsızlığın gerçekleştirildiği yerin İnegöl olmasına rağmen sanıkların …. e ikamet etmeleri; birbirlerine suç atsalar da atfettikleri suçun hırsızlık değil, hırsızlayan kişiden malı almak olduğu; aralarındaki çelişkinin kimin çaldığı noktasında değil, kimin …. isimli hırsızlayan kişiden alıp sattığı noktasında olduğu, ikisinin de bunda öte bir iddiası, itirafı ve atfı bulunmadığı; dükkan sahibi Tanık …’ün, sanık …’nın bilgisayarları kendisine getirdiğinde “Kargodan şimdi geldi.” ifadesini kullandığından bahsettiği; olay yerinden alınan ve aile efradına ait olmadığı belirlenen parmak izlerinin afis veri tabanında kaydı bulunmadığından eşleştirilemediğine dair raporla yetinildiği,sanıkların parmak izleri ile karşılaştırma yapılmadığı; sanıkların olay tarihinde olay yerinde bulunduklarına dair bir delil bulunmadığı; kendi beyan ve kabullerinin de …. daki bir kişiden bilgisayarları satın aldıkları yönünde olduğu; sonuç olarak bütün bu savunma karşısında sanıklar hakkında TCK’nun 165. maddesinin tartışılması, en azında uygulanmama gerekçesinin gösterilmesi gerektiği;
2) Sanıkların söz konusu bilgisayarı kargodan aldıklarına yönelik beyanları karşısında; hangi kargo şirketinden gönderildiğinin araştırılarak belge ve kayıt sorulması (veya sair gönderim usulü ise ona yönelik araştırma yapılması); sanıkların kendi verdikleri telefon numaraları yerine TC kimlik numaraları üzerinden araştırılarak olay tarihinde aktif kullandıkları gerçek telefon numaralarının tespiti ile olay tarihine yönelik iletişimin ve baz istasyonlarının dökümünün alınması; olay yerinden elde edilen yabancı parmak izlerinin sanıklarınki ile karşılaştırılması; Kemal Avcı isimli bilgisayarları gönderdiği iddia edilen şahsın sabıkalı albümünden gerçek kimliğinin tesbiti, sabıka kaydının dosya içine alınması ve olay tarihindeki adres ve baz istasyonu bilgilerinin tesbitinden sonra tanık olarak ifadesine başvurularak olaydaki rolünün belirlenmesi;
Gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hükme varıldığı;
3)İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/314 no lu iddianamesiyle müşteki …. ‘ye; 2010/1056 sayılı iddianamesiyle ise müşteki …’a karşı gerçekleştirilen eylemlerden açılan iki ayrı davanın tensiben dolayısıyla savunmalar alınmadan 13/05/2012 tarihli kararla iş bu 2012/557 E sayılı dosyada birleştirildiği;
Ancak sanıklar hakkında açılmış iki ayrı dava bulunduğu halde; sanıklardan …’in 26/09/2013 tarihli talimatla duruşma tutanağında, talimata ekli iddianamenin okunduğu ibaresi bulunduğu, ekli iddianamenin ise sadece 2012/314 sayılı iddianame olduğu; Sanık …’in ise 07/07/2014 tarihli talimatla alınan savunmasında yine aynı iddianamenin ekli olup okunarak birleşen dosyadaki iddianame sanıklara okunmadan ve sorulmadan her iki suçtan birden hüküm kurulduğu anlaşılmakla;
Yüksek Dairenizin,…. 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 tarih, 2014/613 sayılı kararının onanmasına ilişkin 12/11/2018 gün, 2016/8923 Esas ve 2018/14231 Karar sayılı ilamı hakkında itiraz yoluna başvurma zarureti hasıl olduğu” belirtilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Açıklanan gerekçelerle;
“Dairenizin 12/11/2018 gün, 2016/8923 Esas ve 2018/14231 Karar sayılı kararının kaldırılarak …. 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/09/2014 tarihli ve 2014/613 sayılı kararının her iki sanık lehine BOZULMASI, itiraz kabul edilmediği takdirde dava dosyasının itiraz
incelemesi için, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur..” şeklinde istemde bulunulması üzerine dosya dairemize gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü;
İTİRAZIN KAPSAMI;
Sanıklar … ve … hakkında müştekiler … ve …’a yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararları verilmiş ise de; dosya kapsamındaki deliller itibarıyla eksik kovuşturmanın olduğu ve sanıkların müşteki …’a yönelik eylemler için hazırlanan iddianame okunmadığından bahisle sanıklar hakkında tüm suçlardan verilen onama kararının kaldırılması talep edilmiştir.
KARAR;
…. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/314 numaralı iddianamesiyle müşteki …’ya, 2012/472 numaralı iddianamesiyle ise müşteki …’a karşı gerçekleştirilen eylemlerden açılan iki ayrı davanın sanıkların savunmaları alınmadan 13/05/2012 tarihli kararla müşteki …’ya yönelik eylemler için devam eden 2012/557 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği; sanıklar hakkında açılmış iki ayrı dava bulunduğu halde, sanıklardan …’in 26/09/2013 tarihli talimatla duruşma tutanağında, “Talimata ekli iddianamenin okunduğu ibaresinin” bulunduğu, ekli iddianamenin ise sadece 2012/314 numaralı iddianame olduğu; sanık …’in ise 07/07/2014 tarihli talimatla alınan savunmasında, yine aynı iddianamenin ekli olup okunarak birleşen dosyadaki müşteki …’a karşı gerçekleştirilen hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına yönelik düzenlenen iddianame sanıklara okunmadan ve sorulmadan her iki müştekiye yönelik suçlardan hüküm kurulduğu,
20/10/2010 tarihinde müştekiler … ve …’un…./İnegöl’deki ayrı adreslerdeki ikametgahlarından eve girilmek suretiyle iki ayrı bilgisayarın çalındığı, bahse konu bilgisayarların …. İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerince 27/10/2010 günü…. Pasajında yapılan kontrolde …. Elektronik isimli iş yerinde bulunduğu ve iş yeri sahibi hakkında(suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen) …’ün bahse konu bilgisayarları sanık …’den 23/10/2010 tarihinde satın aldığını söylemesi üzerine sanık … hakkında başlatılan soruşturma kapsamında sanığın bilgisayarları diğer sanık …’ten alacağına karşılık takas olarak alıp, …’e Gaziantep ilinde sattığını savunduğu, sanık …’in ise 01/06/2011 tarihli ilk Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde çalıntı bilgisayarları borcuna karşılık …’e verdiğini ve …. ilinde ikamet eden …. isimli şahıstan bu bilgisayarları satın aldığını beyan etmesine rağmen aynı tarihli ikinci ifadesinde diğer sanık …’in suçu üstlenmesi için kendisini ikna ettiğini, atılı suçla ilgisinin bulunmadığını söylediği, yargılama aşamasında ise sanık …’in kendisinin …. Cumalıkızık’ta oturan Kemal Avcı’dan bilgisayarları aldığını söylediği, bu çelişkili beyanlar üzerine her iki sanık hakkında her iki müştekiye karşı hırsızlık, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlali suçlarından dava açıldığı ve mahkemece tüm suçlardan mahkumiyet kararının verildiği, ancak tüm dosya kapsamındaki delillerin bir bütün olarak incelenmesi sonucunda;
1-Suça konu bilgisayarların kendi işyerinde ele geçen …’in beyanında sanık …’in bilgisayarları kendisine getirdiğinde “kargodan şimdi geldi” ifadesini kullandığı halde bu beyanın doğru olup-olmadığını tespit için hangi kargo şirketi olduğuna dair sanıkların beyanlarının alınması ve buna ilişkin belge veya kayıt olup-olmadığının tespit edilmesinin gerekmesi,
2-Müşteki …’nın evinden ele geçen parmak izlerinin müşteki ve eşine ait olmadığının tespit edilmesine rağmen sanıkların parmak izi aldırılarak karşılaştırmanın yapılmaması,

./..

3-Sanıkların kendi isim ve T.C. kimlik numaraları ile suç tarihinde kullandıkları telefon numaraları tespit edilip, bu numaraları ilişkin arama-aranma-aranan ve arayan numaraların kullandıkları baz istasyonu bilgilerinin istenmesinin gerekmesi,
4-Sanık …’in beyanında geçen ve…….. ta oturduğu belirtilen …. ın beyanının alınması amacıyla belirtilen yerden araştırılması, gerekirse sabıkalılar albümünden teşhisi için sanıklara gösterilmesi, bulunduğu takdirde tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve suç tarihindeki adres, telefon ve baz istasyonu bilgilerinin tespit edilip, parmak izi karşılaştırılması da yaptırılıp diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2019 tarih ve 2018/105353 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan İTİRAZIN KABULÜNE, Yargıtay 17. Ceza Dairesi’nin 12/11/2018 tarih, 2016/8923 Esas ve 2018/14231 Karar sayılı ilamı ile sanıklar … ve … hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen onama kararının KALDIRILMASINA,
Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık …’in yokluğunda verilen 11/09/2014 tarihli kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle, sanığın öğrenme üzerine 05/11/2014 tarihli temyiz isteminin yasal süresinde olduğu kabul edilerek tebliğnamedeki red görüşüne iştirak edilmemiş ve bu suretle yapılan incelemede;
1…. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2012/314 numaralı iddianamesiyle müşteki …’ya, 2012/472 numaralı iddianamesiyle ise müşteki …’a karşı gerçekleştirilen eylemlerden açılan iki ayrı davanın sanıkların savunmaları alınmadan 13/05/2012 tarihli kararla müşteki …’ya yönelik eylemler için devam eden 2012/557 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği; sanıklar hakkında açılmış iki ayrı dava bulunduğu halde sanıklardan …’in 26/09/2013 tarihli talimatla duruşma tutanağında, “talimata ekli iddianamenin okunduğu ibaresinin” bulunduğu, ekli iddianamenin ise sadece 2012/314 numaralı iddianame olduğu; sanık …’in ise 07/07/2014 tarihli talimatla alınan savunmasında yine aynı iddianamenin ekli olup okunarak birleşen dosyadaki müşteki …’a karşı gerçekleştirilen hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarına yönelik düzenlenen iddianame sanıklara okunmadan her iki müştekiye yönelik suçlardan hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 191/3. maddesine aykırı davranılması,
2-Suça konu bilgisayarların kendi iş yerinde ele geçen …’in beyanında, sanık …’in bilgisayarları kendisine getirdiğinde “Kargodan şimdi geldi” ifadesini kullandığı halde bu beyanın doğru olup-olmadığını tespit için hangi kargo şirketi olduğuna dair sanıkların beyanlarının alınması ve buna ilişkin belge veya kayıt olup-olmadığının tespit edilmesinin gerekmesi,
3-Müşteki …’nın evinden ele geçen parmak izlerinin müşteki ve eşine ait olmadığının tespit edilmesine rağmen sanıkların parmak izi ile karşılaştırmanın yapılmasının gerekmesi,
4-Sanıkların kendi isim ve T.C. kimlik numaraları ile suç tarihinde kullandıkları telefon numaraları tespit edilip, bu numaraları ilişkin arama-aranma-aranan ve arayan numaraların kullandıkları baz istasyonu bilgilerinin istenmesinin gerekmesi,
5-Sanık …’in beyanında geçen ve…./…. ’ta oturduğu belirtilen …. nın beyanının alınması amacıyla belirtilen yerden araştırılması, gerekirse sabıkalılar albümünden teşhisi için sanıklara gösterilmesi, bulunduğu takdirde tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve suç tarihindeki adres, telefon ve baz istasyonu bilgilerinin tespit edilip, diğer tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararının verilmesi,
Kabule göre de;
6-Müşteki …. ’ya yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişiyle işlenmesine karşın, sanıklar hakkında TCK’nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması,
7-5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezaların infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
8-Sanık …’in adli sicil kaydında yazılı olan ve tekerrüre esas alınan ilamına konu suçun 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK’nun 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının ve yine sanık … hakkında tekerrüre esas alınan hükmün konusunun (karşılıksız yararlanma) hırsızlık (elektrik) suçuna ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; 6352 sayılı Yasa’nın 82. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nun 142/1-f. maddesinin yürürlükten kaldırılıp 6352 sayılı Yasa’nın 83. maddesi ile karşılıksız yararlanma suçu kapsamında yeniden suç olarak düzenlenmesi, aynı Yasa’nın 84. maddesinde karşılıksız yararlanma suçu yönünden etkin pişmanlık hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve Kanun’un geçici 2/2. maddesinde de kesinleşen hükümler yönünden zararın yasada belirlenen koşul ve sürede karşılanması durumunda verilen cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kalkacağının öngörülmesi nedeniyle tekerrüre esas alınan söz konusu hüküm yönünden yapılacak uyarlama yargılamasının sonucuna göre sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesinde öngörülen tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, sanıklar hakkında 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 18.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.