Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/3946 E. 2019/5566 K. 16.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3946
KARAR NO : 2019/5566
KARAR TARİHİ : 16.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesi neticesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL’ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 660,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince sanık … müdafiinin temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
B-Sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hırsızlık suçu için; sanık …’nun suç tarihi itibarıyla 18 yaşını ikmal edip sağır ve dilsiz olduğu cihetle 5237 sayılı TCK’nun 33. maddesi uyarınca onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan olan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olduğu ve yine suç tarihi itibariyle adli sicil kaydında sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam mevcut olup Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararı nazara alındığında, suç tarihi itibariyle kasten suç işlediğine dair kesinleşmiş mahkumiyet kararı da bulunmadığı gözetildiğinde, müsnet bu suçtan hükmolunan netice 2 yıl 1 ay hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nun 51/1. maddesindeki “Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır.” şeklindeki düzenlemeye göre erteleme sınırları kapsamında olduğu halde verilen mahkumiyet kararı neticesinde erteleme kurumunun uygulanmama gerekçesinin gösterilmemesi,
2-İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu için, sanık hakkında hükmolunan netice hapis cezasının miktarı ve 5237 sayılı TCK’nun 33/1. maddesindeki atıf nazara alındığında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3 ve 50/1. maddesindeki seçenek yaptırımlardan birine çevrilme zorunluluğuna aykırı biçimde hüküm tesisi,
3-İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunda iddianamede yer verilmediği halde sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 116/4. maddesinin ek savunma hakkı tanınmaksızın uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
4-Her iki suç için; 5237 sayılı TCK’nun 33/1. maddesindeki atıf ve aynı Yasa’nın 53/4. maddesindeki düzenlemeye göre, sanık hakkında yine aynı Yasa’nın 53/1. maddesinde öngörülen hak yoksunluklarının uygulanamayacağının gözetilmemesi,
5-Her iki suç için; 5271 sayılı CMK’nun 324/5.madde ve fıkrasına aykırı olarak tercümana ödenen ücretten sorumlu tutulması suretiyle hakkında fazla yargılama giderine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 16.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.