Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/3510 E. 2019/5056 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3510
KARAR NO : 2019/5056
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık … hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nun 141. maddesi; zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alınmayı hırsızlık suçunun temel şekli olarak kabul etmiş, aynı Kanun’un 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde; suçun, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle, ya da özel beceriyle işlenmesi hali nitelikli hırsızlık suçu olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Görüldüğü gibi, 5237 sayılı Kanun’un 142. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendiyle, elde veya üstte taşınan eşyanın; a) Çekip almak suretiyle, b) Özel beceriyle çalınması; nitelikli hırsızlık olarak düzenlenmiştir. Elde veya üstte taşınan eşyanın özel beceriyle çalınması; kişinin taşınır malı üzerindeki her türlü gözetim, dikkat ve uyanıklığını azaltabilecek veya aşabilecek şekilde el çabukluğu ve özel beceriyle kişinin üzerinden veya bedeniyle doğrudan bağlantılı yerden bir şeyin çalınmasıdır.
Somut olayda, müşteki 25/06/2014 tarihli kolluk ifadesinde, aracın etrafından aracı incelerken içerisinde 49000 TL bulunan çantayı sanık …’a verdiğini sanığın da araca binerek olay yerinden kaçtığını beyan etmesi yine aynı doğrultuda 05/12/2014 tarihinde Cumhuriyet Savcısı huzurunda verdiği ifadesinde kendisine fotoğrafları gösterilen … isimli şahsa olay günü parayı teslim ettiğini beyan etmesi ile müştekinin 02/04/2015 tarihli celsede “…Aracın dışını inceliyordum. Elimdeki para çantasını … bir anda elimden çekip almak suretiyle benden aldı ve Faruk’un kullanmış olduğu bana satmaya çalıştıkları araç ile birlikte olay yerinden kaçtılar.” şeklinde beyanda bulunması karşısında, müştekinin aşamalarda ki beyanları arasındaki çelişki giderilmeden ve sanığın eyleminin TCK’nun 141/1 veya 142/2-b maddelerinden hangisini oluşturduğu tüm ayrıntıları ile karar yerinde tartışılmadan eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,

Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Müşteki mahkemede dinlenerek beyanları arasında ki çelişkiler giderildikten sonra, sanığın eyleminin TCK’nun 141/1. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilecek olursa; hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nun 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nun 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhine temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 09/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.