Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/3333 E. 2019/6139 K. 25.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3333
KARAR NO : 2019/6139
KARAR TARİHİ : 25.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Müştekinin sokağa park ettiği aracının 14/06/2009 günü, 02.00 ile 11.30 saatleri arasında çalındığı, kolluk görevlilerince yapılan çalışmalar sonucunda söz konusu aracın …tarafından işletilen iş yerinden hasarlı bir şekilde ele geçirildiği, …’ın alınan ifadesinde, söz konusu aracı Emrah ve Seyit isimli şahısların getirdiğini belirttiği, sanık …’in de alınan savunmasında, suça konu aracı 14/06/2009 tarihinde … Yedek Parça isimli iş yerinin sahibi olan …’dan satın aldığını beyan ettiği ve buna ilişkin fatura fotokopisi ibraz ettiği, …’ın alınan ifadesinde sanığı tanımadığını, suça konu aracı kendisinin satmadığını, fatura üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmesi üzerine, … ile … Yedek Parça isimli iş yerinin yetkilisi …’in fotoğraflarının sanık …’e gösterildiği, sanığın alınan savunmasında, kendisine suça konu olan plakasız, Tofaş marka aracı satan kişilerin bu kişiler olmadığını belirttiği olayda; suça konu aracın çalınmasından çok kısa bir süre sonra sanık tarafından Müslüm Aydın’ın iş yerine bırakılması, araç alım satım işlemlerinin sıkı şekil şartlarına bağlı olmasına karşın sanığın aracı plakasız, resmi işleme tâbi olmaksızın satın aldığına dair suçtan kurtulmaya yönelik savunması ve suça konu aracı kimden satın aldığı ispatlayamaması hususları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanığın hırsızlık suçunu işlendiğine dair mahkemenin kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Müştekinin, kapılarını kilitleyerek sokağa park ettiği aracının, tespit edilemeyen bir yöntemle çalındığı olayda, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-b maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, aynı Kanun’un 142/1-e maddesi ile uygulama yapılması, sonuç ceza değişmediğinden; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” şeklindeki 58/5. maddesi ile ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde, artık tekerrür hükümleri uygulanamayacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/06/2009 tarih, 2008/2-234 Esas ve 2009/169 Karar sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulamasına esas alınan Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/370 Esas ve 2006/212 Karar sayılı ilamına konu suç tarihinde sanığın 18 yaşından küçük olması ve söz konusu suçun, bu dosyadaki suçun suç tarihinden sonra 08/04/2010 tarihinde kesinleşmesi sebepleriyle TCK’nun 58/5. maddesi gereği anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı fakat Turgutlu Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/124 Karar numaralı ve 08/11/2004 tarihinde kesinleşen ilamının infaz şerhli onaylı örneğinin getirtilerek sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden yine Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bu hususlar bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiriler dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
1-Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/10/2014 tarihli, 2014/2-40 Esas ve 2014/453 Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında; müştekiye ait olan aracın çalınıp aynı zamanda bu araca zarar verildiğinin anlaşılması karşısında, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarının konusunu oluşturan eşyanın aynı olması nedeniyle, sanığın mala zarar verme suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz” şeklindeki 58/5. maddesi ile ister tekerrüre esas alınacak, isterse tekerrür uygulaması yapılacak hükme konu suçun, fail tarafından onsekiz yaşından önce işlenmiş olması halinde artık tekerrür hükümleri uygulanamayacağına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 23/06/2009 tarih, 2008/2-234 Esas ve 2009/169 Kararsayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulamasına esas alınan Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/370 Esas ve 2006/212 Karar sayılı ilamına konu suç tarihinde sanığın 18 yaşından küçük olması ve söz konusu suçun, bu dosyadaki suçun suç tarihinden sonra 08/04/2010 tarihinde kesinleşmesi sebepleriyle TCK’nun 58/5. maddesi gereği anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı,
3-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 25/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.