Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/2800 E. 2019/5024 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2800
KARAR NO : 2019/5024
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
SUÇLARIN TARİHLERİ : 16/02/2015, 17/02/2015
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanık hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Katılan …’e yönelik banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan zamanaşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
I-Sanık hakkında, katılan …’a yönelik 17/02/2015 tarihli eylemleri nedeniyle “Kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık” ve “Mala zarar verme” suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemelerinde;
Mahkemece hangi ilamın tekerrüre esas alındığı karar yerinde belirtilmemiş ise de; 5275 sayılı Kanun’un 108. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınacak cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü uyarınca sanığın önceki hükümlülüklerinden en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği, yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22/01/2013 tarihli ve 2012/6-1431 Esas, 2013/18 Karar sayılı ilamında da kabul edildiği gibi, hükümde sanıkların mükerrir olduğunun belirtilmesinin yeterli olduğu, hükümde tekerrüre esas alınan ilamın gösterilmesine gerek bulunmadığı, bu durumun infaz aşamasında gözetilebileceği hususu gözönüne alındığında, sanığın tekerrüre esas alınan ilamının karar yerinde gösterilmemesi bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, kararın dayandığı gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanık …’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında, katılan …’e yönelik 16/02/2015 tarihli eylemi nedeniyle, “Hırsızlık” suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 253. maddesinin 1.fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nun 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nun 254. maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 09/04/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.