Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/2283 E. 2019/4170 K. 25.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2283
KARAR NO : 2019/4170
KARAR TARİHİ : 25.03.2019

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 165/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80.00 Türk lirası para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair….1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2011 tarih, 2011/122 Esas ve 2011/575 sayılı kararına karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin mercii….2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/01/2012 tarihli ve 2012/128 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 08/11/2018 tarih ve 94660652-105-06-10260-2018 Kyb sayılı istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19/11/2018 tarih ve 2018/92087 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle, dosya incelendi:
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07/11/2006 tarih, 2006/6-123 Esas ve 2006/229 sayılı ilâmı ile Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 13/07/2009 tarih, 2009/8068 Esas ve 2009/10789 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca karar ve hükümlerde, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerekmesi karşısında, sanığın yokluğunda….1. Asliye Ceza Mahkemesinin kararında başvuru süresinin başlangıcı konusunda tebliğ ve tefhimden hangisinin esas alınacağı ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceği hususları gösterilmediği gibi kanun yolu, süresi, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin açıkça gösterildiği meşruhatlı davetiye de gönderilmediği cihetle, anılan Mahkeme kararının kesinleşmemesi sebebiyle sanık tarafından verilen itiraz talebini içeren 08/12/2011 tarihli dilekçenin öğrenme üzerine süresinde verilmiş itiraz dilekçesi olarak kabulü gerekirken, itiraz talebinin süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden kabulü ile, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan sanık … hakkındaki….2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.01.2012 tarihli ve 2012/128 değişik iş sayılı kararının CMK’nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309/4-a maddesi gereğince mahalli mahkemesince karar verilmek üzere, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.