Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2019/2160 E. 2019/4045 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2160
KARAR NO : 2019/4045
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : …
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Bozma

Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Mala zarar verme suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.06.2013 tarihli, 2012/1526 esas, 2013/286 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK’nun 50 ve 51. maddelerinin her ikisinin de kişiselleştirme kurumu olup birbirlerine karşı önceliklerinin bulunmadığı ve birinin diğerine göre daha lehe olduğunun ilke olarak ileri sürülemeyeceği, lehe-aleyhe durumunun ancak somut olaydaki şartlar dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği, suça sürüklenen çocuk müdafinin 08.04.2015 tarihli son oturumda lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ettiği, mahkemenin de takdirinin TCK’nun 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımların uygulanmasına yönelik olduğu ve suça sürüklenen çocuğa hükmedilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik bulanmadığı ve TCK’nun 50. ve 51. maddelerinin birlikte uygulanmalarının mümkün olmadığı anlaşılmakla; tebliğnamede hükmün bozulması istemini içeren (1) numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-…. Otobüs Terminalinde park halinde bulunan müştekiye ait aracın camının zorlanarak açılıp, içeride bulunan 5,00 TL paranın çalındığı olayda; suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-c maddesinde düzenlenen suça uyduğu gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında aynı Kanun’un 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması,
2-Suça sürüklenen çocuğun Cumhuriyet Savcısı huzurunda müdafii eşliğinde alınan savunmasında, müştekinin aracından çaldıkları parayı diğer suç ortağıyla paylaşıp harcadıklarını beyan ettiği, 13.05.2014 tarihli Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusu sırasında müştekinin zararını giderdiğini belirttiği; 08.04.2015 tarihli celsedeki savunmasında ise, suça konu parayı yakalandığında kolluk görevlilerine teslim ettiğini söylediği ancak müştekinin 12.03.2015 tarihli celsedeki ifadesinde, zararlarının giderilmediğini beyan etmesi ve dosyada yer alan tutanaklardan suç konusu paranın müştekiye teslim edilmek üzere kolluk görevlilerine teslim edildiğine veya
müştekinin zararının giderildiğine dair bir bilginin bulunmaması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşulları oluşmadığı halde, anılan maddenin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
3-5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise, suça sürüklenen çocuğun, müştekiye ait araçtan 5,00 TL para çaldığının anlaşılması karşısında; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nun 145. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının gözetilmesine, 26/03/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.