Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/8348 E. 2019/4251 K. 20.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8348
KARAR NO : 2019/4251
KARAR TARİHİ : 20.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : …
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama, bozma

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
1)Suça sürüklenen çocuk … hakkında müşteki …’a karşı hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2)Suça sürüklenen çocuk … hakkında müştekiler … ve …’e karşı hırsızlık ve müştekiler …, … ve …’a yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk … tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık
suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise;
Suça sürüklenen çocuk …, olay tarihinde müşteki …’nın kömürlüğünden 80,00 TL değerinde muhtelif eşyalar ile müşteki …’in kömürlüğünden spiral makinesini hırsızlandığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malların değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirimler yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
2-Konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerde, Dairemizin 28.02.2018 tarihli kararı ile bozulduğu, ilamda, diğer bozma sebebi yanında, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda aldırılan raporun nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçunu kapsamadığından bahisle bozma kararı verilmesinden sonra, suça sürüklenen çocuk …’ün …. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan 28/05/2018 tarihli heyet raporu ile “Suça sürüklenen çocuğun, 13/04/2014 tarihli suça ilişkin fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin sağlıklı değerlendirilemeyeceğine” dair rapor tanzim edilmesi karşısında; TCK’nun 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını bu yönde yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğinin tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu’nun ilgili ihtisas dairelerinden ya da ruh sağlığı ve hastalıkları hastanelerinden rapor aldırılarak sonucuna göre suça sürüklenen çocuk …’ün hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1 maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkının korunmasına, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 20.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.