Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/8066 E. 2019/9358 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/8066
KARAR NO : 2019/9358
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında katılanlar …, …,…’a yönelik ayrı ayrı hırsızlık suçundan verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanıklar …, …, … hakkında katılanlar … ile …’a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümler açısından yapılan incelemede;
Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamda iki suç sebebiyle ceza verildiği ve hükümde hangi suçun tekerrüre esas alındığı belirtilmemesi karşısında, daha ağır ceza içeren suçun tekerrüre esas alınmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir sanığın sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan eşit oranda alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
2-T.C.Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih. 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, … ‘un temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerden yargılama giderlerine ilişkin kısım çıkarılarak ” Sanıkların sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmaları suretiyle yargılama giderlerinin sanıklardan TAHSİLİNE, hükümlerdeki TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine “T.C.Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK’nın 53. maddesinin sanıklar hakkında uygulanmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar …, …, …, hakkında katılan …’e yönelik ve sanık … hakkında katılanlar …, …, … ‘a yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümler açısından yapılan incelemede;
1-Sanıklar …, …, … hakkında katılan …’e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümler açısından, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-Sanıkların, araç içerisinde yolda giderken devriye görevi yapan polis memurlarının dur ihtarına uymayarak takip sonucu yakalandıkları, araçta dışarıdan bakır kablolar görülmesi üzerine araç içindeki sanıklarla yapılan görüşmede, Yoğun Pelit Bölgesinde elektrik trafosunun bakır tellerini sökmek suretiyle araca koyduklarını ve satmak için yola çıktıklarını ifade etmeleri karşısında, hırsızlık olayı olduğunun jandarma görevlilerine sorulması üzerine teyit edildiği ve ertesi gün trafo ayaklarının kendisinin olduğunu katılan … teşhis etmesi üzerine kendisine teslim edilmesi karşısında, katılan …’e 5237 Sayılı TCK’nun 168/1.maddesi gereğince kısmi iadeye rızası olup olmadığı sorularak, sanıklar …, … ve … hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamda iki suç sebebiyle ceza verildiği ve hükümde ağır ceza içeren suçun tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir sanığın sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan eşit oranda alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
d-T.C.Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih. 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hükümler kurulmasında zorunluluk bulunması,
2-Sanık … hakkında katılanlar …, …, …’a yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükümler açısından, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 Tarih 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan Sincan L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanığın, kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, …’ın temyiz talepleri açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, sanık … açısından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 19/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.