Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/6099 E. 2019/3983 K. 26.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6099
KARAR NO : 2019/3983
KARAR TARİHİ : 26.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Red, onama, bozma

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; kovuşturma evresinde beyanı alınırken bildirdiği en son adresi ile MERNİS adresi aynı olan sanıklar … ve …’e yokluğunda verilen 02.11.2011 tarihli kararın tebliği için adı geçen sanığın bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre çıkarılıp bila tebliğ iade edilen tebligatlar bulunmadığı halde doğrudan “MERNİS Adresi” ibareleri ile çıkarılan ve merci tarafından Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümleri kapsamında şerh düşülmeyen tebligatın, dağıtıcı tarafından, kendiliğinden, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olduğu;

Tebligat Kanununda 6099 sayılı Yasa ile değişikliğe gidilmiş olup 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle Tebligat Kanununun 10. maddesinde ”Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra: 11.01.2011-6099 S.K/3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklinde düzenlenen hüküm ile Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesinde ”(Ek fıkra : 11.01.2011-6099 S.K /5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” şeklindeki hüküm karşısında; sanıkların kovuşturma aşamasında belirttiği adreslere herhangi bir tebligat yapılmadan doğrudan mernis adresi olduğu belirtilen adreslere Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapılan, 02.11.2011 tarihli karara ilişkin tebliğin usulüne uygun olmadığı, sanıklar … ve …’in öğrenme üzerine yaptıkları temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşılmakla;
A-Sanıklar …, … ve … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Suça konu forkliftin kilitli bir araç olması ve çalıştırılmadan sürüklenerek götürülmesi nedeniyle eylemin TCK’nun 142/1-b maddesinde düzenlenen suça uyduğu anlaşıldığından mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmediği belirlenerek yapılan inceleme neticesinde;
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye kısmen uygun olarak ONANMASINA,
B-Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümler ile sanıklar …, … ve … hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hakkında hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
1- Sanıklar … ve … hakkında; sanıkların, diğer sanıklar …, … ve …’in katılana ait iş makinesinin çalınması olayı ile ilgileri olduğuna ve bu sanıkların suçuna iştirak ettiklerine ilişkin, içeriği tam olarak belli olmayan, maddi bulgularla da desteklenmeyen telefon görüşmeleri dışında, hükümlülüklerine yeterli hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, üzerlerine atılı hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından beraatleri yerine yetersiz gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2-Sanıklar …, … ve … hakkında; olay yeri raporunda çalınan forkliftin bulunduğu yerin etrafı çevrili olmayan fabrikanın bahçesinde üstü sac ile kaplı ve dört tarafı açık bir yer olduğunun belirtilmesi karşısında; suça konu yerin eklenti niteliğinde olup olmadığı mahallinde yapılacak keşif sonucu açıkça tespit edildikten sonra eklenti niteliğinde bulunuyorsa suçun oluşacağı, bulunmuyorsa sanıklar hakkında koşulları oluşmayan iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan beraat hükümleri verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … müdafi, … müdafii, … müdafii, …, ve …’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 26.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.