Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/5601 E. 2018/17130 K. 27.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5601
KARAR NO : 2018/17130
KARAR TARİHİ : 27.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Sanıkların 10.01.2011 tarihli müştekinin hazır bulunmadığı ilk celsede suçlarını kabul ettikleri ancak 07.06.2011 tarihli müşteki …’nin hazır bulunduğu ikinci celsede ikrarlarından dönerek Siirt Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/242 Esas sayılı dosyasındaki müşteki ‘e karşı eylemleri nedeniyle suçu ikrar ettiklerini, müşteki …’ye karşı herhangi bir eylemde bulunmadıklarını beyan etmeleri ve bu beyanlarını davanın devam eden aşamalarında istikrarlı bir şekilde sürdürmeleri, ayrıca 21.12.2010 tarihli yakalama, araç arama ve teslim tutanaklarında araç içinde ele geçirilen beyaz kordonlu bayan kol saati, pembe taşlı zincir şeklinde imitasyon broş, imitasyon beyaz yüzük, kolye ucu, 2 çift küpenin dosyamız müştekisi olmayan ‘e ait olduğu tespit edilerek teslim edilmesi ve dosyamız müştekisi …’ye ait herhangi bir eşyanın tespit edilmemesi karşısında, sahibi tespit edilemeyen bir adet sarı renkte boncuklu bileklik, 1 adet altın yüzük, gümüş zincir ve 1 adet künyenin müştekiye ait olup olmadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
2)Bilirkişi ‘nun hazırladığı 17.01.2013 tarihli CD inceleme tutanağında, hem müşteki …’ye ait dairenin adresinin yazılı olduğu hemde dosyası ayrı müşteki ‘e ait evin adresinin yazılı olduğu ancak şüpheli kişilerin müşteki ‘ün adresi olan Nuri Bayam Caddesi Halil İbrahim apartmanına girdiğinin tespit edilmesi karşısında söz konusu görüntülerin müşteki ‘mi ait yoksa dosyası ayrı müşteki ‘e mi ait apartmanın girişi olduğu tam olarak tespit edilerek sonucuna göre sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Hükmün deliller ve değerlendirilmesi kısmında “Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 29/01/2011 tarih ve BYL-11-01050 sayılı raporu ile suça sürüklen çocuklardan alındığı belirtilen kuru kan örneklerinden şüpheli D’den alındığı belirtilen kuru kan örneğinden elde edilen genotip ile Tatvan İlçe Emniyet Müdürlüğünün 29/01/2010 tarih ve B. 05. 1. EGM. 4. 13. 45. 21. 2009/Rp:2010/08 sayılı “Hırsızlık” olayı ile ilgili yazısına istinaden hazırlanan BYL-10-00846 sayılı uzmanlık raporumuzda belirtilen 2 nolu bulgudan epitel hücre olabileceği değerlendirilerek kontrol amaçlı alınan örnekten elde edilen genotip ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.” şeklinde delil değerlendirilmesi yapılırken “Şüpheli D” ismiyle adlandırılan kişinin kim olduğunun ve suça konu genotipin nereden elde edildiğinin ve ve Tatvan İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 29.01.2010 tarihli yazıya istinaden yapılan karşılaştırmada hangi sanığın genotipi ile uyumlu olduğu tespit edilmeden eksik kovuşturma ile karar verilmesi,
4)27.03.2014 tarihli karar duruşmasında Adıyaman E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda başka suçtan hükümlü olan sanık …’ın ve Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda başka suçtan hükümlü olan sanık …’in, duruşmalardan vareste tutulmayan sanıkların duruşmada hazır bulundurulmayıp yokluklarında hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre de;
5)Müşteki …’nin 05.07.2011 tarihli duruşmada sanıkların 1.000,00 TL zararını giderdiğini bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası olduğunu beyan etmesi karşısında sanıklar hakkında hırsızlık suçundan TCK’nın 168/2-4 maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin, sanıklar …, … ve …’ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 27.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.