Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/5277 E. 2018/15453 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5277
KARAR NO : 2018/15453
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Her ne kadar 08/01/2018 tarihli önceki hükümde direnilerek mahkumiyet kararı verilmiş ise de; söz konusu direnme kararında gerekçenin genişletilmesi ve değiştirilmesi suretiyle hüküm kurulduğu, ayrıca sanığın bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti için sanık dinlenerek bozma kararımız doğrultusunda yeni işlem tesis ettiği, bu durumun Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun istikrar bulmuş içtihatları uyarınca (Örneğin, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25/10/2016 gün, 2015/783 Esas ve 2016/377 Karar sayılı kararı) yeni hüküm mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, dosyanın Dairemizce yapılan incelemesinde;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Dosya içinde mevcut 19/06/2018 tarihli Çayeli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’nın yazısında; olay tarihinde esnafların kapalı alanların bulunmaması nedeniyle hurdaları dükkan önünde açık alanda tuttuğunu, hırsızlık olayı sonrası ise kapalı yer temin edilerek hurdaları kapalı alanda tutmaya çalıştıkları ancak kapalı alan dışında da hurda bulunduğunun bildirildiği, TCK’nın 142/1-e maddesindeki düzenlemenin esas olarak “Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya” yönünden düzenlemeyi içerdiği, müştekilerin kapalı alan yetersizliği nedeniyle hurdaları açık alanda bırakmalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde;
Sanığın çaldığı hurda malzemelerin dükkanların önünde ve yolun karşısında açık alan üzerinde olduğu ve etrafının herhangi bir tel veya duvar ile çevrili olmadığının anlaşılması karşısında; eylemlerin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanunun 142/1-e maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2-5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı, ancak mahkemenin, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis
cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabileceği” hükmünün yer aldığı; buna göre; somut olayda sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklandığı ve bu durumda hükmün değiştirilmeden aynen açıklanması gerektiği, sanık hakkında netice cezanın “iki kez 7 ay 23 gün hapis cezası“ olarak belirlenmesi gerekirken bu husus gözetilmeyerek TCK’nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ün temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, sanık hakkında 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 03.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.