Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/5258 E. 2018/16924 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5258
KARAR NO : 2018/16924
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/12/2016 tarihli ve 2016/567 esas, 2016/1136 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 31/05/2018 tarih ve 94660652- 105-42-7404-2018 Kyb sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07/06/2018 tarih ve 2018/48879 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi:
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Dosya kapsamına göre, sanığın eyleminin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (mülga) 493/1 ve 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b ve 143. maddelerinde yer alan suçu oluşturduğu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesinde yer alan “(3) Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.”, 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesinde yer alan “(2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” ve 765 sayılı Kanun’un (mülga) 2/2. maddesinde yer alan “Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonradan neşir olunan kanunun hükümleri biribirinden farklı ise failin lehinde olan kanun tatbik ve infaz olunur.” şeklindeki hükümler birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin 765 sayılı Kanun’un 102/3. maddesi uyarınca 10 yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava zamanaşımı süresi açısından sanığın daha lehine olan 765 sayılı Kanun hükümleri gereğince dava zamanaşımını kesen en son işlem olan, ilk mahkumiyet kararının verildiği 25/05/2006 tarihinden bu yana 10 yıllık dava zamanaşımı süresinin 25/05/2016 tarihinde dolmuş olduğu gözetilmeksizin, açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Konya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2016 tarih, 2016/567 Esas ve 2016/1136 sayılı kararın incelenmesinde sanık Tayfun Canboy’un 5237 sayılı Yasa’nın 142/1-b ve 143. maddelerinden mahkumiyetine karar verilen eylemin suç tarihi itibarıyla 765 sayılı Yasa’nın 493/1. maddesine uygun suçu oluşturduğu 5252 sayılı TCK’nın yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki Kanun’un 9/3. maddesinde yer alan “Lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” 5237 sayılı Kanun’un 7/2. maddesinde yer alan “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” ve 765 sayılı TCK’nın (mülga) 2/2. maddesinde yer alan aynı mahiyetteki ifadeler birlikte değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesini ihlal niteliğindeki eyleminin, aynı Yasa’nın 102/3. maddesi gereğince 10 yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu ve daha lehine bulunduğu, 765 sayılı kanun hükümlerine göre dava zamanaşımı süresini kesen en son işlem olan ilk mahkumiyet kararının verildiği 25.05.2006 tarihinden buyana 10 yıllık dava zamanaşımı süresinin 25.05.2016 tarihinde dolmuş bulunduğu anlaşıldığından, vaki Kamu davasının 5237 sayılı Yasa’nın 309/3. maddeleri gereğince BOZULMASINA, yeniden yargılama gerekmediğinden CMK 309/4-d maddesi gereğince DÜŞMESİNE, kararın gereğinin ifası için mahal mahkemesince gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.