Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/4606 E. 2018/13851 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4606
KARAR NO : 2018/13851
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Her ne kadar suça sürüklenen çocuk müdafii 15/12/2014 tarihli süre tutum dilekçesi ile suça sürüklenen çocuklar … ve … hakkındaki hükümleri temyiz ettiğini bildirmişse de; dosya içeriğinden suça sürüklenen …’ın suça konu eylemleri neticesinde aldığı hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kesinleştirildiği anlaşılmakla; neticeten temyiz incelemesinin suça sürüklenen çocuk … hakkında mağdurlar …, …, …, … ve …’a yönelik eylemlerle sınırlı olarak yapılmasına karar verilerek yapılan inceleme neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça konu bisikletlerin çalındıkları yerlerin mağdurlar …, …, … ve …’in oturukları apartman girişi ve balkon altları olduğunun belirtildiği ancak dosya içinde olay yerine ait ayrıntılı krokilerin bulunmaması karşısında, hırsızlık yapılan yerlerin apartmanların eklentisi niteliğinde bulunup bulunmadığı kolluk marifetiyle veya yapılacak keşif ile tespit edilerek hırsızlık yapılan yerlerin eklenti niteliğinde bulunması durumunda eylemlerin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TCK’nun 142/1-b maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı, eklenti olmaması durumunda ise hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK’nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Mağdur …’ın suça konu bisikleti Elektrik direğine kilitleyerek bıraktığına dair beyanı karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 142/1-b maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin TCK’nın 141/1. maddesi ile uygulama yapılması,
3-Mağdurlar … ve …’a yönelik eylemlerin gündüz vakti gerçekleştirildiği sabit olduğu halde, TCK’nın 143. maddesi uygulanarak fazla ceza tayin edilmesi,
4-Kabule göre de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01.03.2016 tarih, 2015-2-832 Esas ve 2016/102 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi “mağdur ve katılanın zararı soruşturma aşamasında giderildiğinden ceza adaletinin sağlanması, hak ve nesafet kuralları ve TCK’nın 168. maddesinde belirtilen indirim oranları gözetilerek mahkemece sanıkların cezasının 1/2 oranından daha fazla olmak koşuluyla indirilmesi gerekirken, 1/2 oranında indirim yapılması isabetsizdir” şeklinde gerçekleşen kabul ile 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin 1. fıkrasında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranına kadar indirim yapılacağının ifade edilmesi, aynı maddenin 2. fıkrasında ise indirim oranının 1/2 olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında 1/2’den daha fazla oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan ve adli sicil kaydına göre suç tarihi itibari ile engel hükümlülüğü bulunmayan suça sürüklenen çocuğun mahkûm edildiği kısa süreli hapis cezalarının, aynı Kanun’un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
6-Suça sürüklenen çocuğun, suç tarihinden öncesine ait adli sicil kaydının bulunmadığının ve çalınan bisikletlerin mağdurlara hasarsız iadesinin sağlanması dolayısıyla mağdurların bir zararının söz konusu olmamasına göre, “Suça sürüklenen çocuğun şartlarının oluşmaması ve sanığın geçmişteki hali göz önünde bulundurularak tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmaması nedenleriyle” denilerek yetersiz gerekçe ile CMK’nın 231/5. maddesinin uygulanmaması,
7-Mahkemece mağdurlar …, … ve …’e yönelik eylemleri ile ilgili hükümler kurulurken suça sürüklenen çocuk … yerine dosyası temyize gelmeyen diğer suça sürüklenen çocuk … ismi yazılarak hükümde karışıklığa sebebiyet verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, suça sürüklenen çocuğun CMUK 326/son maddesi uyarınca kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.