Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/4229 E. 2019/6237 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4229
KARAR NO : 2019/6237
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece sanıklar hakkında hırsızlık ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 21.02.2014 tarih ve 2014/3972 sayılı iddianamesi ile toptan kırtasiye ticareti yapan katılanın şüphe üzerine yaptığı kontrolde iş yerinde çalışan sanıklar …, …, ve …’ın 500.000 TL değerinde kitap ve kırtasiye malzemesini gerekli işlemleri yapmadan iş yerinden çıkararak sanık …’a teslim ettiklerini belirlediğinin iddia edildiği, mahkemenin kabulünde ise sanık …’nın işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilen eylemin 01.10.2013 tarihinde sanık …’a teslim edilmek üzere faturalandırılmadan kolilenen 38 kalem malzemenin henüz iş yerinden çıkarılmadan katılan tarafından yakalanması ile teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilen eylem olduğunun anlaşılmasına göre, sanığın sabit kabul edilerek cezalandırılmasına karar verilen eylemin iddianame kapsamına göre dava konusu olmadığının anlaşılması karşısında; 01.10.2013 tarihli eylem nedeni ile dava açılması sağlanıp her iki dosyanın birleştirilmesiyle sonucuna göre, sanıklar …, … ve …’ın hırsızlık suçundan, sanık …’ın suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre de;
a-Sanık …’nın olay tarihinde suça konu ürünlerin kasadan geçirilmesi esnasında sistemin verdiği limit aşımı uyarısının tanık …’a bildirilmesi ile sorunun çözüldüğünü ve kolileme işlemine devam ettiklerini savunduğu, tanık …’ın beyanında da sorunu tanık Engin Öksüz’e iletmesi ile kısa sürede limit aşım uyarısının kaldırıldığını, bu işlemi tanık Engin Öksüz’ün genel uygulamaya göre katılanın onayı ile gerçekleştirdiğini beyan ettiğinin anlaşılmasına göre, tanık Engin Öksüz’den suça konu ürünlerle ilgili olay günü kendisine iletilen limit aşım uyarısının şekilde sistemden kaldırıldığı ve ürünlerin kolilenmeye devam ettiği, katılanın olayla ilgili bilgisi olup olmadığı sorulmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanık …’nın olay tarihinde sanık …’a teslim edilmek üzere hazırlanan kolilerden sistemden hiç okutulmayan 38 kalem ürünün çıktığı, ürün sayısı dikkate alındığında eylemin sehven değil kasıtlı olarak yapıldığının anlaşıldığı, sanık …’nın eyleminin bu haliyle hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkûmiyetine karar verilmesine karşın, kolileme işlemini gerçekleştiren sanık … hakkında hangi gerekçe ile atılı suçu işlediği sabit kabul edilmeyerek beraatine karar verildiğinin yeterince açıklanmaması,
c-Katılanın, sanıklar …, … ve …’ın kitap siparişlerini alıp kasadan geçirip faturalandırma işlemi yapmakla görevli olduklarını, aralarında görev dağılımı olmadığını beyan ettiğinin anlaşılmasına göre sanıklara atılı eylemlerin 5237 sayılı TCK’nun 155/2. maddesi kapsamında güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
d-Sanık … hakkında hırsızlık suçundan verilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verirken, 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde sayılan nesnel ve özel koşulların değerlendirilip buna göre ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerekiği, sanığın adli sicil kaydında daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilmek için aranan 5271 sayılı CMK’nun 231/6-a maddesinde gösterilen ”Kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması dolayısıyla zarar meydana gelmediği dikkate alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel koşullardan olan mağdurun maddi zararının olmadığı da gözetilerek, sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, ”Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel koşulunun da hükmolunan cezaların ertelenmesi gerekçesinde gerçekleştiğinin açıklanmış olması karşısında, sanık hakkında “zararın giderilmediği” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hırsızlık suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 29.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.