Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/3807 E. 2018/13868 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/3807
KARAR NO : 2018/13868
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
05/08/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay’dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’nun 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılması nedeniyle sanık …’in temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
03/09/2015 tarih ve 9920 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden açılan kamu davasında mahkeme tarafından usulüne uygun olarak yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporunda sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin tespit edilmesi ve normal tarifeye göre vergili cezasız kurum zararının hesaplanmasına ve devamla sanığa bilirkişi raporunun tebliğ edilmesine rağmen; usulüne uygun ihtarın yapılmaması karşısında;
Kurum zararının soruşturma aşamasında ödenmesi halinde TCK’nın 168/5. fıkrası gereğince kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekli olduğu, bu konuda soruşturma aşamasında yapılması gerekip yapılmayan usuli işlemlerin kovuşturma aşamasında tamamlanması sebebiyle, 02/07/2012 tarihli 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/1 ve 2. fıkraları gereğince kurum zararının yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık sürede ödenmesi koşuluna bağlı düzenleme karşısında 07/11/2017 tarih, 2017/17-968 Esas ve 2017/460 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararı ile de kabul edildiği üzere, suç nedeni ile meydana gelen zararın tespitinin bilirkişi marifeti ile mümkün olduğu dikkate alınarak meydana gelen zarar tespit edildikten sonra sanığa, zararı tazmin ettiği taktirde hakkında ceza verilmeyeceğine ilişkin bildirim yapıldıktan sonra sanığını durumunun değerlendirilmesi gerekmekte olup , bu görüş af niteliğinde bir düzenleme ile sanığa ikinci bir şans veren kanun koyucunun amacına daha uygun olacaktır. Bu nedenle 15/03/2016 tarih, 2014/13-409 Esas ve 2016/124 Karar sayılı, 07/11/2017 tarih, 2017/17-968 Esas ve 2017/460 Karar sayılı, 21/11/2017 tarih, 2017/13-387 Esas ve 2017/489 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararlarında da ifade edildiği gibi bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip verilecek makul sürede ödenmesi halinde etkin pişmanlıktan faydalanabileceği, TCK’nın 168/5 ve CMK 223/8. fıkraları uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediği için suç tarihine göre düşme kararı verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip, yüze karşı ise talep etmesi halinde, tebliğ yapılıyor ise makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.