Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2018/1331 E. 2019/3616 K. 19.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1331
KARAR NO : 2019/3616
KARAR TARİHİ : 19.03.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ İSTEK : Onama, bozma

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Önceki hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olduğundan sanığın lehine olan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi ve bozma ilamı öncesinde yargılama giderinin 6352 sayılı Yasa’nın 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin göz ardı edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından yargılama giderine ilişkin kısım çıkartılarak yerine ”6352 sayılı Yasa’nın 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olan bozma öncesi yargılama giderlerinin ve ayrıca sanığın lehine olan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama giderlerinin Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5237 sayılı TCK’nun 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nun 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun
koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nun 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nun 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nun 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nun 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise, suça konu malın değerinini 11.03.2013 tarihli tutanağa göre 40,00 TL olması karşısında; hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 145. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Önceki hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olduğundan sanığın lehine olan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi ve bozma ilamı öncesinde yargılama giderinin 6352 sayılı Yasa’nın 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu ve bu nedenle sanığa yargılama gideri olarak yükletilmeyeceğinin göz ardı edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 19/03/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.