Yargıtay Kararı 17. Ceza Dairesi 2017/605 E. 2018/16644 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 17. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/605
KARAR NO : 2018/16644
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I)Sanıklar … ve … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Olay günü suçun saat 23.30’da işlendiğinin tespit edilmesi, gecenin 17.48’de başladığının anlaşılması nedeniyle hırsızlık suçundan TCK’nın 143. maddesi gereğince arttırım yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından, sanık …’in UYAP’tan alınan adli sicil kaydına göre, hüküm tarihi itibarıyla tekerrüre esas olan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/441 Esas numaralı ve 08.04.2013 kesinleşme tarihli ilamına konu mahkumiyetin, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alınan 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin olması nedeniyle, tekerrüre esas olan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık … hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu ile Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, sanıklar … ve …’in temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usûl ve kanuna uygun bulunan hükümlerin, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II)Sanıklar …, … ve … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemelerinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21/01/2014 tarih, 2013/2-686 Esas ve 2014/19 Karar sayılı kararında belirtildiği gibi hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK’nın onuncubölümünde “Mal varlığına karşı suçlar” başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, mağdurun mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hale getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda suça konu mal, alıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu birbirinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmektedir. Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşecektir.
Somut olay değerlendirildiğinde; sanıkların çalmaya kalkıştığı kabloları kestiğinin anlaşılması karşısında, mala zarar verme suçunun unsurları oluşmadığından sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve …’in temyiz nedenleri bu yönden yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.